Beşiktaş'ın yeni kalecisi, günboyu tartışma odağıydı. Hayli geçgin yaşı ve hayli iri yapısıyla, bir yığın esprilere konu oldu. Yaşını ve fiziğini bir yana bırakalım. Dünyanın en ünlü ve en kaliteli kalecisi olsa bile; henüz 2 gün kaldığı bir ülkede sahaya sürülmesi, teknik olarak çok ciddi bir riskti. Nitekim, kaleye ilk gelen top gol oldu. Adam ne yapsın, şaşkın... Dili, dini, ırkı, geleneği, kültürü tamamen farklı bir ülkede; yangından mal kaçırır gibi, sahaya fırlatılması yanlıştı. TGRT FM'deki "Şut ve Gol" programından tanıdığınız bizim Ömer Faruk Ünal; Bursa'ya maç için hareket ederken, "Müsabaka başlamadan önce yeni kaleciye, Beşiktaş'ın renklerinin siyah-beyaz olduğunu hatırlatın. Adam karıştırmasın." demişti. Şaka bir yana, daha önce benzer şekilde sahaya sürülenler; bunun bedelini ağır şekilde ödemişlerdi. Yurtdışından gelir gelmez G.Saray'ın ilk maçına kaleci Esser çok yumuşak bir topu kalenin içine tokatlayınca bir daha sahaya çıkamaz oldu. Tarihten silindi... Aynı şekilde; Brezilya'dan gelen Bruno da, Türkiye'ye gelişinin 2.gününde H.Berlin karşısında rezil oldu... Bir dakika içinde 2 gol yenilmesine neden olmuştu. Bir daha ne adını duyan oldu, ne de kendisini gören oldu. Bu açıdan bakıldığında, Kjaer, çok riskli bir şekilde sahaya çıkmıştı. Beşiktaş, çok erken gol yemesine rağmen; dağılmadı... Morali bozulmadı. Aksine dinamikti... Hatta o kadar ki, Bursaspor'u tedirgin etti. Sahasına kapattı. Yeşil-beyazlılar sahalarından çıkamaz oldu. Savunmasında ağır gedikler verdiler. Ama ne yaparsınız ki; Beşiktaş'ın şansı da yoktu... Tümer'in 2, Nihat'ın da 1 şutu direkte patladı. Üçü de; zıpkın gibi, müthiş şutlardı. Olmayınca olmuyor! İkinci yarıda da, hakim olan Beşiktaş'tı... Bursaspor; ileride tek başına kalan Murat Sözkesen'le etkili olmaya çalışırken, pozisyonlar da buluyordu... Ancak genel olarak Beşiktaş'ın etki alanından çıkamıyordu. 2.yarıda; siyah-beyazlılar geçen yıldan kalma sadece 2 futbolcusu ve takım içinde ilk resmi maçlarına çıkan 4 yabancısıyla oynadı. Yüksek risk taşımasına rağmen maça hakim olan taraftı. Bursaspor'da Şenol gününde olmasa... Toplar direkten dönmese... Stavrum 1 metreden kaçırmasa; bütün olumsuz şartlara rağmen, Beşiktaş galip de gelebilirdi. Ancak bu arada Bursaspor'un verilmeyen penaltısı ve es geçilen faûlleri vardı.