F.Bahçe'nin baştan sona üstün götürdüğü maçta; Beşiktaş Yasin'le iki atak buldu, biri gol oldu... Oyun boyunca sürdürülen açık, kesin ve net üstünlüğün o an hiç bir anlamı kalmadı. Beşiktaş mahkûm ve eksik oynadığı maçta bile, kafa tutacak gücü buluyorsa; takımı 10 kişi bırakanın ağır bir fatura ödemesi gerekir. Ahmet Dursun'un yaptığına ihanet denir. Çünkü kırmızı kartı görmek için, bilerek kaşındı. Johnson'la girdiği ikili mücadelede, sert darbe almasının sonunda, saha kenarına çıkarılmıştı. Ahmet Dursun, tedavi sonrasında yeniden oyuna girmek niyetinde değildi... Ama Scala, onu zorla ve bir yığın tartışmayla oyuna soktu. İstemeye istemeye maça başlayan Ahmet; hocasına inat, açık bir şekilde kendini attırdı. Bu; Scala 'ya karşı yapılmış bir başkaldırıdır. Muhittin Boşat'ın kararı elbette doğruydu... Ancak anlayamadığım birşey var. Ahmet'i aşırı itirazdan ve belki de küfürden ikinci sarı kartla oyundan attı. Fakat bu kararın sonrasında, Beşiktaşlı futbolculardan o denli büyük tepkiler gördü ki; Boşat'ın bir dayak yemediği kaldı. Herhalde o aralarda bir yığın küfür de araya karıştı. Bu durumda nasıl başka sarı kartlar çıkmadı, hayret!... Çünkü Ahmet birşey yaptıysa, ya da birşeyler dediyse; diğerleri bunu dörde katladı. F.Bahçe; arzulu, coşkulu ve hızlı futbol anlayışını maç boyunca sürdürdü. Ancak; özellikle ilk yarıdaki ataklarında bir savrukluk ve kopukluk vardı. Yüksek motivasyon ve galibiyete mutlak kilitlenme; erken gol beklentilerine yol açmıştı... Bu da; hızlı futbola telaş kattı ve atakların sonuç almasını engelledi. Beşiktaş'ın Serhat'ın golüyle geriye düşmesinden sonra; fark daha açılacak diye beklenilirken, telaşlı futbol bunu bir kez daha engelledi. Ancak F.Bahçe'deki olağanüstü yardımlaşma duygusunun ve sahadaki muhteşem versiyonunun değerini bilmek gerekir. İyi yoldaki F.Bahçe; iyi yolda kalmaya niyetli olduğunu gösterdi. Serhat her maçta gol atma geleneğini sürdürüyor. Bizim efsanelerimizde; Ferhat dağları delerdi... Şimdi Serhat ağları deliyor... Milli Takım da, çok genç ve yıldız bir futbolcu kazandı. Umarım aynı becerisini, ay-yıldızlı forma altında da sergiler.