Biri Fener'i gözetliyor

A -
A +

F.Bahçe'de, 9 günde 3 maç kaybı... El bebek gül bebekken, salıncaktan düşen bir bebek... Kupa "Eyvallah" deyip çekti gitti, şampiyonluk valiz hazırlıyor! "Biri Bizi Gözetliyor" liginde; G.Saray, "Görüşme odasında" F.Bahçe'yi evden dışarı atmasın... Biliyorsunuz; yarışmayı Murat kazanacak derken, Eray erken gönderdi. Melih, Sinan var... Gaziantep var... Hatta ve hatta, Beşiktaş var. Ne olacağı belli değil!  Birileri F.Bahçe'yi gerçekten fena halde gözetliyor. Her yerde 40 kamera; ne yapsalar, anında görüntü! Kim kime aşk kelimeleri fısıldıyor... Kim kime öfke kusuyor... Herkes ortada göbek atıp, dans edip, gitar çalıyor ama; ne zaman şutlanacak belli değil. En favori Tarık, böyle gitti! Fenerbahçe de, "Biri Bizi Gözetliyor" evi gibi... Herşey toz pembe görünürken sesini çıkarmayan Mustafa Denizli; şimdi ortaya çıkıp "Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini andırır şekilde, bizi yoketmeye çalışan iç düşmanlar var" diyor. Kim bunlar? Afedersiniz; duran toplarda hayatında bir faul bile atmamış olan Serhat'a, G.Birliği maçında penaltı attıran kim? Son Osmanlı Padişah'ı Vahdettin mi? F.Bahçe'nin elinde, ülkenin en iyi penaltıcıları verken; kupa finalinde bunları geri hizmete çeken, Osmanlı'nın son günlerindeki Teşkilat-ı Mahsusa mı?  Mustafa Denizli; "Ankaragücü karşısına, Andresson'u niye ilk 11'de çıkarmadın?" diye soranlara, "Revivo - Rapaiç - Lazetiç - Zoran Mirkoviç - Johnson yabancı beşlisi vardı... Bir kez daha 5+1 kuralırını ihlal edemezdim" türünde cevaplar veriyor. Ama maç başlamadan, bu beşliden birini çıkararak; yerine Andersson'u yerleştirmemesinin, 6 yabancı oynatmak korkusuyla ne ilgisi olabileceğini söylemiyor. Bu işte hocanın yanlışı yok da; Osmanlı'daki İttihat ve Terakki'nin mi bir parmağı var? Denizli iç düşmanları aramaktan vazgeçsin de, kendi içindeki düşmanlık duygularından arınsın... Ayrıca, İmparatorluk dönemi çok geride kaldı. Biliyorsunuz, artık FENERBAHÇE CUMHURİYETİ var... Cumhuriyetlerde ve demokrasilerde çare tükenmez. Bul hocam!  Türkiye, büyük bir ekonomik krizin, nefes aldırmayan baskısı altında bunalıyor... Günlerdir, hatta haftalardır siftah yapamayan esnaf; ülke tarihinde ilk kez, sokaklara dökülüyor... Ama F.Bahçe yönetimi; herkesin "Para... Para" diye inlediği bu müthiş kriz döneminde, futbolcularınının tek kuruşuna bile halel getirmedi. Ödemeler, saat dakikliğinde... Yönetim; döviz fırladı, borsa battı, işler durdu, lira çöktü gibi mazeret üretmiyor. Ne yapıp edip, banknot üretiyor. F.Bahçeli futbolculara kriz - mriz yok... Onlara göre, memleket güllük - gülistanlık! Ekonomik sıkıntıyı umursamadıkları için; sorsan, Kemal Derviş'in kim olduğunu bile bilmezler!  Yatırımların iki seksen yere uzandığı bir dönemde; F.Bahçe yönetimi, Saraçoğlu Stadı'nı, yalnız Türkilye'nin değil, Avrupa'nın bile sayılı etkin stadlarından biri haline getirmek üzere... G.Saraylılar'ın 5 yıldır yaptık - yıktık - yapıyoruz diye eveleyip geveleyip, bir türlü hâlâ başlayamadıkları stad yenileme işlerini, onlardan 4 sene sonra başlayan F.Bahçe bitirdi yahu... Sarı-lacivertli kulüpteki olumlu hareketlilik; 16 parçalık kanlı ve klanlı grupçuların, tüm fraksiyonlarıyla bütünleşmesini sağladı. F.Bahçe'de, muhalefet de kalmadı.  Başarılı olmak için, her türlü yapısal hazırlığı olan bu kulüp, nasıl oluyor da: şampiyonluğu riske sokacak, başarısız bir sürece girdi. Üstelik futbolcular; Ankaragücü karşısında, kötü de oynamadı. Hiçbir şey kötü değil de, kader niye kötü? İşin bu noktasında, hoca faktörü devreye giriyor.. Bu kadar iyi şeyi, bir arada tutmakta zorlanıyor demektir. Söz ettiği Osmanlı örneği düşmanlar, arkasında değil; beyninde... Onu farketmiyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.