FIFA lisanslı menecer

A -
A +

Afrika'dan Avrupa'ya... Avrupa'dan Latin Amarika'ya... Özkan Sümer; futbolcu seçimi için çıktığı seyahatlerde, işin suyunu çıkardı. Dünya Turu tatil ve macera anlayışı ile bu iş olmaz! Nitekim, kulüp içinde tepki de toplamaya başladı... Çünkü sistem artık bu değil! Transfer işinin kompetanları, uzmanları, eksperleri, menecerleri var. Hangi mevkiye hangi tarz futbolcu istiyorsan; önüne malzeme döküyorlar... Bakıyorsun, inceliyorsun, fiyatları konusunda bir piyasa araştırması yapıyorsun; sonunda da "Şunu bir görelim" diyorsun... Yoksa "Sümer'i saldım çayıra, mevlam kayıra" diye kıtadan kıtaya gönderdin mi; yaptığın transfer, görücü usûlü ile kız istemeğe benziyor. Ne çıkarsa bahtına!  Aslında, bir yerde o da haklı... Türkiye'de menecerlik, uzun yıllar "Futbolcu Simsarı" adı altında yılışık üçkağıtçılarla yürütüldü... Ya da... Kiminin babası, kiminin ağabeyi, kiminin amcası, kiminin de karısı; futbolcunun meneceri gibi devreye girdi... Pazarlıklara oturdular. Ali Şen F.Bahçe Başkanı iken, futbolcularla iç transfer görüşmesi yapıyordu... Kaptan Müjdat, görüşmeye babasının katılacağını söyledi. Şen kızdı: "F.Bahçe'nin kaptanı, kendi haklarını aramak için babasını devreye sokuyarsa... Bu kaptan, takım arkadaşlarının hakkını yönetimden nasıl arayacak?"  FIFA uluslararası transferlerde, FIFA lisanslı menecerlerin muhatap alınmasını şart koşuyor. Ama Türkiye bunu iplemiyor. İngiltere'nin 97, İtalya ve İspanya'nın 57, Almanya'nn 56, Fransa'nın 50 FIFA lisanslı resmi meneceri olmasına karşılık; Türkiye 8'de kaldı. Onlar da şunlar: Hakan Azman, Ceylan Çalışkan, Adnan Demir, Ali Ekber Güven, Erkan Sancaklı, Sadettin Saran, Erkut Soydan ve Erhan Önal... Bunların içinde en aktif, en dinamik, en namuslu ve en başarılısı CEYLAN ÇALIŞKAN... Getirdiği her futbolcu, yüksek graviteli çıktı. F.Bahçe'de Johnson... Yimpaş Yozgat'ta Preko ve Ayew... Gaziantep'te Hakan Bayraktar... Daha önce Türkiye'ye gelip gidenlerden Desire, Ali İbrahim, Süleyman Oulare, İbrahim Buhari ve daha niceleri...  Oulare hariç, hepsinin ortak özelliği, Türkiye'ye ilk gelişlerinin sudan ucuz olmasıdır. Gaziantep, 300 bin-500 bin dolar gibi, neredeyse bedavaya kapattığı futbolcuları; yüksek fiyatlara sata sata servet sahibi oldu. Kimin sayesinde? FIFA lisanslı resmi menecer Ceylan Çalışkan sayesinde... Ama onun işini bozmak için, öylesine üçkağıtçı simsarlar ortaya çıktı ki; inanılmaz dümenler döndü. Ogün Altıparmak; bir kez dahi yüzünü görmediği... Bir kez dahi telefonla konuşmadığı Oulare'nin karşısına çıkıp "Ben senin menecerinim...Ver ulan komisyonumu" diye yakasına yapıştı... Gerçek meneceri Ceylan Çalışkan'ı, medya önünde safdışı bırakmaya kalktı.  Avanta peşindeki simsar bozuntuları, FIFA'nın yasaklamasına rağmen; hâlâ meydanda at koşturdukları için, gerçek anlamdaki menecerlerin de itibarlarını olumsuz etkiliyorlar. Bu yüzden de devreye baba, ağabey, dayı, enişte, amca ve hatta eşleri giriyor. Trabzon Başkanı da; diyar diyar dolaşıp, tezgâhtan karpuz seçer gibi futbolcu arıyor. Gerek yok!.. Zaten transferi böyle yapmanın mantığı da yok! Bu işi ciddi, tutarlı, namuslu ve uzman çizgisinde yapanlar var. Üstelik FIFA'dan onaylı... Ceylan Çalışkan'ın; Çin'den Zaire'ye... Tokyo'dan Fildişi Sahilleri'ne kadar; ilişki kurmadığı ülke yok... Çok iyi adamları, çok uygun fiyata getiriyor. Yalanı, dolanı, hilesi, hurdası, fetbazlığı da ortaya çıkmamış... Saffet Sancaklı; Erzurum ile Siirt'e, Yugoslav hoca ve Yugoslav futbolcular getirtti... Ne yazık ki, 2 takım da küme düşecek... Ama Ceylan Çalışkan'ın getirttiği Preko ve Ayew; Yozgat'ı ne hale getirdi, gördük. Fark burada!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.