G.Saray'ı batağa Süren'ler...

A -
A +

Terim'le bütün kupaları kazanan G.Saray; Lucescu ile bütün kupaları kaybetti. Miras bitti! Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme hakkı da, darağacında... İnfaz gününü bekliyor. Maç yazımdaki gibi, acı bir son: Sıfıra sıfır... Elde var sıfır! * * * Siz yakını görüyorsunuz, biz uzağı... Galatasaray'ın Monaco'da, Terim'in mirasıyla Süper Kupa'yı aldığının hemen ertesi günü yazdık: "Lucescu ile olmaz!" Başarının, zaferin ve kazanılmış bir kupanın üstüne bunu yazmak için; mangal gibi yürek gerekti. Mangalın üzerine pirzola dizmedik. Gerçekleri pişirdik... O kupa, Terim'in mirasıydı. G.Saray Milan'la İtalya'da 2-2 berabere kaldığı gün bile söyledik: "Lucescu ile sıfırı tüketirsiniz" Ne oldu? Şampiyonlar Ligi bitti... Türkiye Ligi bitti... Türkiye Kupası bitti... Herşey bitti! * * * Böyle bir sona gelineceğini, en başından itibaren ve her türlü şartt altında ısrarla, hatta inatla söyleyen güçlü bir KARE AS vardı: Öcal Uluç... Hıncal Uluç... Levent Tüzemen... Ali Sami Alkış... Bu dörtlü, hiçbir koşulda düşüncelerinden sapma yapmadı. Diyorduk ki: "G.Saray SERİBAŞI hocalara alışıktır, böyle ÇERİBAŞI hocalara değil..." Sonunu hüsranla bitirdiğimiz Şampiyonlar Ligi'ndeki ara galibiyetleri; "Lucescu ile başarı" yerine, "Lucescu'ya rağmen başarı" çizgisinde gördük. Doğruları söylediğimizde, stad önlerinde tartaklandık. * * * Galatasaray, Şampiyonlar Ligi ilk grup maçlarından ikinci gruba terfi ettiğinde; bunu Lucescu'ya değil; Sturm Graz'a borçluydu. Glasgow Rangers İskoçya'da Monaco'ya gol atıyor... İstanbul'da da Sturm Graz; son dakikaları hiç futbol oynamadan, hatta tamamen durarak tamamlıyordu. Bizim için utanç verici bir tabloydu. Sevinç turları atıyorduk ama; ikinci tur İKRAMLA ve İNSAFLA geldi. Orasını unuttuk! Bu şanslı anlar bile, Lucescu'nun foyasının ortaya çıkmasını engelleyemedi. Sonuç, sıfır... * * * Ancak, bu kadar gaddar olmayalım. G.Saray'ın başarasızlığında, tek suçlu Romen hoca değil... Okan ve Emre'nin İnter'le ön anlaşma imzalamasından sonra; "İtalya'ya sakat gitme" korkusu başladı. Herhangi bir kaza; onları futboldan uzaklaştırabilirdi. Yeniden sahalara döndüklerinde de; bu kez İnter kadrosuna girebilmek, hayli zorlaşabilirdi. Bu yüzden, G.Saray'ın son maçlarında riske girmediler. Emre gene de biraz çabalıyor ama; özellikle Okan, en az 5 haftadır hiç futbol oynamıyor. Ankaragücü karşısında gördüğü kırmızı karttaki hakem saldırılarını kasıtlı yaptığını düşünüyorum... Çünkü çift sarı karttan gösterilmiş kırmızı kartın, sadece bir maç cezası olur. Ama hakeme tacize geçtiği için, bunu raporuna yazacak; böylece 2 maç ceza alıp sezonu kapatacak... Çirkin bir oyun! * * * Okan ve Emre'nin ön anlaşma sonrasında kendilerini geriye çekmeleri ve Suat'ın da bu ikiliyle "Bir dargın, bir barışık" halleri; G.Saray'ın orta sahasını çökertmişti. Başkan Süren dersen, o ayrı alem! G.Saray'ın içte ve dıştaki tüm hayati maçlarını bırakıyor; Hagi'nin jübilesine dörtnala koşuyordu. Çünkü... Hagi ve Lucescu sayesinde, Romanya'daki ticari ilişkileri için bulacağı torpilleri ve ayrıcalıkları düşünüyordu. Başkan'ın çıkarı, Romanya'da... Okan-Emre'nin aklı, İtalya'da... Jardel, Portekiz'de... Başkanı yok... Orta sahası yok... Golcüsü yok... Herkes bir yerlere kaçınca, şampiyonluk da kaçar elbet... Niye şaşıyorsunuz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.