İlla ki Revivo...

F.Bahçe'de gol; onca tribün coşkusuna rağmen, bayağı zor geldi. Oysa Bursaspor, sakin sayılabilecek bir futbol oynuyordu. İlk devrede sadece tek atak yapabilmişlerdi... Onda da Ender, çok zayıf ve çok kötü vurdu. Baskı kurmayan, sert oynamayan, diri gözükmeyen Bursa'ya karşı; F.Bahçe'de orta saha sıkıntısı yaşanıyordu. Yusuf, kendini gizler gibi oynuyordu... Johnson, bildik özelliklerinin hiçbirini sergileyecek arzuda değildi... Maçtan kopuktu. Abdullah, rakipleriyle girdiği her ikili mücadelede; mutlaka yere düşüyordu. Orta saha neredeyse, bir tek Lazetiç'e kalmıştı. Onun çırpınışlarına, geriden Mert Meriç sık sık lojistik destek verdi. Top taşıdı, ileri çıktı, pas verdi, şut attı... Devreye Rapaiç'in de girmesiyle pozisyonlar oluşuyordu... Ama ne yazık ki; bu defa da hem Andersson, hem Serhat gününde değildi. Bu olumsuzluklar, 0-0'lık devreyi getirdi. F.Bahçe sıkıntıdaydı... *** İkinci yarıda, doğru birşey oldu. 5 yabancının sahada olması nedeniyle, ilk 11'e giremeyen Revivo; Serhat'ın kenara alınmasıyla ikinci yarıyla birlikte oyuna girdi. Bu arada; ciddi şekilde aksayan Johnson da oyundan çıkarılmıştı. Revivo'nın devreye girmesiyle, F.Bahçe'nin rengi değişti... Temposu arttı... Daha ikinci devrenin hemen başında; iki ayağı da havadayken çektiği ilginç şutla muhteşem bir gol attı. Revivo, gollerini ikileyerek; klasını ve farkını ortaya koydu. Takımını rahatlattı. *** Bursa daha ilk golü yediğinde; hareket geçmişti... F.Bahçe üzerlerine yüklenirken, oluşan defans zaaflarından pozisyon da buldular. Ama Revivo; muhtemel bir beraberlik sürprizi ya da korkusunu, ikinci golüyle tamamen tıkadı. Böylece gecenin de yıldızı oldu.