Kara Altın madeni

A -
A +

Güney Afrika'daki stad faciasını okumuşsunuzdur. Ölü sayısı 50'yi aştı! Son yılların yükselen değeri Afrika futboluna karşı, ağır bir darbe oldu. İzdihamın patlak verdiği Ellis Stadı; Milano'daki San Siro'yu andıran, 80 bin kişilik muhteşem bir tesis... 2010 Dünya Kupası Finali'nin yapılmasına kesin gözüyle bakılan stad; bu olayla ciddi anlamda güven kaybetti. Yazık!  1970 yılına kadar, Afrika ülkeleri Dünya Kupaları'na "Grup elemeleri" ile değil; "Davetle" katılıyordu. O kadar güçsüzdüler ki; ya hiç alınmıyorlar, ya da sırf Afrika kıtasından bir temsilci olsun diye, eleme maçları yapılmadan çağrılıyorlardı. Ama 1970 sonrasında başlayan özgürlük hareketleri sonucunda; bir bir bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar. Daha sonra futbolda atağa geçtiler. Ama gene de, 80'li yılların başına kadar; Afrika futbolu diye bir şey yoktu. Ancak bu kıtaya ilgi gösterenler; derinden gelen ayak seslerini duymaya başlamıştı. İşte o 80'li yılların başında, Kara Kıta'nın futbol ihtilâli, harekete geçmeye hazırlanan bir yanardağın, lâvlarını iyice kaynatmaya başladığı, ama henüz horultularını tam duyuramadığı bir dönem yaşıyordu. Ben, yakında bir volkan patlaması olacağını hissetmiştim. Bu nedenle; 1985'e vardığımızda, neredeyse tam sayfaya yaklaşan bir yazı yazmış ve "KARA ÖFKE GELİYOR" diye, Afrika futboluna dikkat çekmiştim. O sırada Avrupa'da oynayan bir kaç kişiyi tanıtıp, yakında bunların tüm kıtayı kaplayacağını söylemiştim. Bugün Avrupa'nın her kulübünde, mutlaka bir Afrikalı futbolcu var.  70'li yılların başından itibaren hızla bağımsızlıklarını ilân eden yeni Afrika ülkeleri; daha önce kendi lisanlarında eser yazma hakkına bile sahip değildi. Serbest kalır kalmaz, öyle eserler verdiler ki; Nobel Edebiyat Ödülü bile aldılar. Afrika; futbolda da isyankâr bir çıkış içindeydi... Çabuk sonuç istiyordu. Fas, Tunus, Cezayir ve Kamerun olumlu izler bırakıyor; dikkatler bu kıtaya yoğunlaşıyordu. Kamerun'la büyük sükse toplayan Afrika, Nijerya'yla da gençlerde Dünya Şampiyonluğu'na ulaştı. Zaire'nin 1988 Seul Olimpiyatı'ndaki saha sonuçları ve futbolu; Afrika gerçeğinin mihenk taşlarından biri oldu. Bu olimpiyatın bir önemi vardı. O yıla kadar profesyonel futbolcuların, olimpiyatlarda oynaması yasaktı... Demirperde ülkelerinde ise, profesyonellik olmadığı için, herkes amatördü... Bu yüzden S.Birliği ya da diğer demirperde ülkeleri; A milli takım kadrolarıyla, olimpiyatlarda sürekli şampiyon oluyorlardı. Profesyonel - amatör farkı ortadan kaldırılınca; bütün ülkeler 1988 Seul Oyunları'na büyük önem verdi. İtalya en güçlü kadrosuyla katıldı. Fakat; o güçlü kadrosuyla, Afrika ülkesi Zaire'ye 4-0 yenildi. 3 golü Bwalya atmıştı. Bu maç, bütün dünyada büyük bir sansasyona neden oldu. Bwalya; hem top koşturduğu Avrupa'da, hem de kendi kıtası Afrika'da yılın futbolcusu seçildi. Böylece, Kara Kıta'ya inanılmaz bir ilgi başladı. Futbolcuları kapış kapış gitti... Bugün sayıları 500'ü aştı.  Yazının başında belirttim. Eskiden Dünya Kupası'na grup elemeleriyle değil, davetle takım katılırdı. Sonra elemeler başladı ama, hep tek takımda kaldı. Bu kıtadakı gelişmeler üzerine, katılan takım sayısı bugün 5 oldu... FIFA Başkanı Blatter, geçenlerde açıkladı "2010 Dünya Kupası Afrika'ya verilecek..." Bunu fazlasıyla hakediyorlar. Böylece Avrupa, Asya ve Amerika'dan sonra; ilk kez bir başka kıtada Dünya Kupası düzenlenmiş olacak... Ama son Ellis Park Stadı faciası; buna karşı çıkanlara çok önemli bir koz verdi. İnşallah yolları tıkanmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.