Teoman'ın şarkısı gibi, Beşiktaş "Paramparça..." Başkandan yönetime... Yönetimden futbolculara... Futbolcudan saha sonuçlarına kadar; bu bahar herşey, Kartal'a polen tozları gibi alerji yapıyor... Bu yüzden kaşıntısı var! HHH Beşiktaş, Beşiktaş gibi değil. Bırakın kulüp sorunlarını, Nouma'yla bile başedemiyorlar. Çılgın Fransız'a taviz vere vere, artık dizginlemez hale getirdiler. Serdar Bilgili; genç, dinamik ve milenyum kuşağının temsilcisi olarak geldiği başkanlıkta, kendinden bekleneni veremiyor. Hata üstüne hata yaptı. Seba döneminin, Beşiktaş'ın simgesi haline getirdiği ilkeler bütünlüğü; cüzzam hastalığına tutuldu.... Prensipler; şekil, şema, desen değiştirdi. Cüzzam, bütün uzuvları tel tel döküyor. Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan değerler, nasır taşı ile aşındırıldı. Gençlik aşısı yapalım derken, enjeksiyondan mikrop kaptılar. Düzen felç oldu! Yönetim zaafları, saha içi sonuçlarına taşındı. Koca Beşiktaş'ın yediği gol sayısı; ligin sondan dördüncüsü ve düşme sınırı kapı komşusu Yimpaş Yozgat'tan daha fazla... Çaykur Rize 32 gol yemiş, Beşiktaş 42... Şampiyonlar Ligi'nin 10 yıllık tarihinde; 100'ü aşkın kulüp arasında, en farklı yenilgiler alan takım, Bilgili'nin Kartal'ı oldu. Bu kulübün, liderin 12 puan gerisinde kaldığını, ne zaman gördünüz? Mağlubiyet 7'ye çıktı, inanamıyorum! HHH Serdar Bilgili için; genç, yakışıklı, akıllı, dinamik, atak, gözü kara, modern, hatta uyumlu gibi bir yığın olumlu kelimeyle donatılmış övgülerde bulunabilirsiniz... Ama "Yalancılığı" belgelendi. Böylece, daha önceki tüm meziyet ve niteliklerini sıfırladı! Daum'un, RTLTelevizyonu yorumculuğu için İstanbul'a gelişiyle başlayan spekülasyon günlerinde, "Biz Scala'dan memnunuz... Onunla 1.5 yıllık sözleşmemiz daha var. Hocamızın yanındayız" açıklamasını yapmıştı. Daum'un Beşiktaş'a gelmesinin kesinlikle mümkün olmadığını vurgulamıştı. Ancak ne var ki; bu iddialı açıklamalar daha 24 saatini bile tamamlamadan, Daum Beşiktaş'ın ilk idmanına çıkmıştı bile... Üstelik Alman teknik direktör de yalancı çıkmıştı... O da eski İtalyan teknik direktörü savunuyor ve "Takımın başında Scala gibi karizmatik bir teknik direktör varken, başka birini düşünmek ne kadar saçma" demişti. Ama ertesi günü, bu saçmalık gerçekleşti. HHH Daum'un gelişindeki "Kır belini Ali Dayı" dümenleri, göreve başladıktan sonra da devam etti. Daha önce Rıza Çalımbay ve Bülent Albayrak ile "Antrenör" olarak anlaşmalarına rağmen; Koch ve İmmel üstlerine kuma olarak getirtildi. Albayrak; antrenörlükten sadece tercümanlığa dönüştürülmek istenince, onurlu bir şekilde istifa etti. Görevdeyken çağdışı olmakla suçlanan 16 yıllık Seba yönetiminin, hiçbir dönemde itibar etmediği Bizans oyunları; Bilgili yönetiminde kulüp ilkesi haline geldi. Bir dediği diğerini tutmayan, arkasını dönünce fikir ve yön değiştiren bir yönetim; "Daum asla gelmeyecek" dediğinin hemen ertesinde, göreve başlatacak kadar vahim yalancılığı özümsemişse, vay benim köse sakalım! HHH Beşiktaş'ın çöplüğe attığı Selami'yi, oradan alıp G.Saray'ın karşısına çıkarmak da; hangi bilimsel futbol kuramıyla ilgili... Faslı futblocunun kazanılmasından ben de yanayım... Ama afedersiniz; bu iş A takımı idmanlarına bile alınmayan adamı, bir yıl sonra arslanların önüne atmakla mı olur? İşin tuhafı, aynı hatayı Scala da yapmıştı. O da geçen sene Mayıs ayında; yine böyle 1 yıldır hiç oynamayan Selami'yi, bir anda F.Bahçe'nin karşısına sürmüştü... O zaman ne farketti? Ha, Ali ile Veli... Ha, Veli ila Ali... Ha Scala... Ha Daum... Sonuç değişmeyecekse; arada bunca acıya ve yalana ne gerek vardı? HHH Şaşkın yönetim, şimdi de kurtuluşu Sergen'de arıyor. Görüşüp, prensipte anlaşmışlar! Bunlar; artık ahı gitmiş vahı kalmış ahlâksız bir yıldız eskisine muhtaç olacak kadar düşmüşlerse, Allah sonlarını hayır etsin! ALİ SAMİ ALKIŞ