Beşiktaş, skoru 2-0 yaptığı ana kadar; sorunsuz geldi... Sahada rakip yokmuş gibi, salına salına ataklar yaptı. Taraftar; moda slogan "Hükümet istifa" diye gırgırına protesto çekiyor, dalgasına bakıyordu. Başlarına dert olmayacak bir görüntü veren Erzurumspor; tabelanın 2-0 olmasından sonra, ortaya çıktı... Devrenin sonuna kadar Kartal'ı fena sıkıştırdı. Beşiktaş'ın bulamadığı kadar pozisyon buldu... Ancak yeterli inançları olmadığı için, önlerine gelen fırsatları kolay harcadılar. Beşiktaş'ın, oyundan kopmuş görünen bir rakibe karşı; bu denli pozisyon vermesi, düşündürücüydü... Daha tutarlı, daha inançlı ve daha güçlü bir takım olsa; Beşiktaş'ı kurtaracak bir Kemal Derviş aramak gerekecekti. Bu nedenle; 2-0'a kadar rahat oynadıkları dakikaları, "İyi Beşiktaş" hanesine almak da zorlaşıyor. *** Oyun 0-0 devam ederken; Beşiktaş savunması, orta sahaya yakın bir yerde, ip gibi dizilmişti... Simiçiç; geriden öne atak yapan Kovaçeviç'e pasını verse, 30 metrelik bomboş bir kulvarda önüne hiç bir Beşiktaşlı çıkamayacaktı. Simiçiç; tam bu hayati pası verecekken, ayaklarını yerden kestiler... Hakem Bülent Uzun; bu kritik pozisyonda kart çıkarmadı. Nasihatla yetindi... O pozisyonun devamında gol olur, olmaz; ayrı mesele... Ama burada kartını çıkaramıyorsan, hakemlik yara alıyor. Böylece; aynı pozisyona kartı çıkararak doğru yapanları da zora sokuyorsun. *** Maçın ikinci yarısı, ot gibi, saman gibi tatsız, renksiz, kokusuz geçti... Atakların niçin ve nasıl atak olduğu, algılanamadı bile... İlk yarının son dakikalarında efe kesilen Erzurum; artık o direnci de olmayınca, maçın seyredilir tarafı kalmadı. Kapalı tribün tezahürat şovları yapmasa, bu maça gidişimizin hiç bir anlamı olmayacaktı. Lâf olsun diye oynanmış, zorla tamamlanmış ve hiç bir mesaj bırakmamış maç; 3 puan getirmesi dışında, hiç bir estetik değer taşımadı ama, teknik değer taşıyor... Çünkü F.Bahçe, G.Saray ve G.Antep'in hep birlikte puan kaybettiği haftada, en kârlısı Beşiktaş oldu. İnşallah Beşiktaş bu kârı önümüzdeki hafta mirasyedi gibi harcamaz.