UEFA'yı aldatmayın!

A -
A +

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nin kıdemli kulüplerinden biri... Avrupa futbolunun jet sosyetesinde; İtalyanlar'ın "Primo Piano" dedikleri, "Önde, gözde, gündemde" bir kulüp... Ama gelin görün ki; Ali Sami Yen, Şampiyonlar Ligi'nin en kötü stadı... "Yıkıldı, yıkılacak... Yapıldı, yapılacak" tartışmaları arasında, artık en ufak bir onarım bile yapılmıyor. Türkiye Kupası yarı finalinde, F.Bahçeli taraftarların kırdığı öne sürülen koltukların bedeli, sarı-lacivertli kulüp tarafından tazmin edilmesine ve parası yatırılmasına rağmen; yeni koltukları yerine takmadılar. Ne zaman ki UEFA; "Stadı bu haliyle seyirciye açmam" diye dişini gösterince, panik halinde tamamladılar. İllâ değnekle dürtülmek zorunda mıyız? * * * Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'ndeki bunca deneyimine rağmen; bu ligin standartlarına ulaşmakta hâlâ sorunlar yaşıyor. Ali Sami Yen Stadı'nın basın tribünündeki tuvaletini görseniz; iğrenirsiniz... Her tarafından su akan, sigara izmaritleriyle tıkanmış 3 pisuvar ve sadece 1 klozet var. Onun da kapısı kırık. Buraya Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinden çok sayıda gazeteci geliyor. Afrika'nın en gariban ülkelerinden Mozambik'te dahi bu denli ilkel, rezil ve aşağılık bir tuvalet bulunmadığı için; ününü çok duydukları G.Saray'ın stadındaki utanç tablosuna şaşıyorlar. Son Deportivo maçında, yalnızca İspanya'dan değil; daha başka ülkelerden gelmişlerle beraber, tam 255 gazeteci vardı. Bunca insana tek tuvalet... O da, tarif edilemez bir pislik içinde... Erman Toroğlu da, bu konuda üst üste 2 yazı yazdı... Tek tuvalete girebilmek için, devre arasında oluşan 100 metrelik kuyruktan sözetti. Bunlar kaymak tabakasının bulunduğu yerlerin sorunu... Vatandaşın halini siz düşünün! * * * Şampiyonlar Ligi bir bütündür. Sadece tabela olayı değildir... Arka arkaya gelen güzel sonuçlara elbette seviniyoruz ama; Avrupa standartlarının tamamen dışında kalan ilkel stadımızla, başarılarımıza gölge düşürüyoruz. Stada doldurduğumuz insanların, yiyecek - içecek satışlarıyla kazıklanmasına göz yumuyoruz. Fiyat yüksek... Kalite sıfır... Hiçbir hijyenik koruma yok! Futbol seyircisini müşteri gibi değil; kucağa düşmüş enayi olarak görüyoruz. Onların haklarını koruyan yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde, bileti elinde olduğu halde stada giremeyen seyirci olmaz!. Bizde önemli maçlarda aynı sorun sürekli yaşanıyor. Türkiye; daha bunu halledememiş! * * * Galatasaray'ın bir başka büyük yanlışı daha var. Amigosunu Şampiyonlar Ligi'ne akredite ettiren, yurt dışındaki maçlarına resmen sokturan bir kulüp... Hatta Avrupa'da tek kulüp... Ben spor yazarı olarak, yurt dışındaki stadlarda ancak 3 yere girebilirim: 1- Basın tribününe... 2- Şampiyonlar Ligi ağırlanma salonuna.... 3- Teknik direktörlerin maç sonralarında açıklama yaptığı, basın merkezine... Bunların dışında, hiçbir yere girme hakkım yok. Zaten sokmazlar! Ama boynunda özel akredite kartı bulunan G.Saray amigosu; bizlerin girdiği yerler de dahil olmak üzere; stadın tüm birimlerine geçme ve girip - çıkma hakkına sahiptir. UEFA; kendisinin aldatılarak, bir amigonun bu şekilde kullanıldığını duysa; G.Saray'a ağır ceza verir. Çünkü onlar; bizim amigoyu G.Saray'da üst düzey yönetici sanıyor. Türk polisi bu adamı fişledi, stadlara sokmuyor. Kapılarda resmi var. Sabıkalı... Ama aynı adam, yurt dışında VIP muamelesi görüyor. Bu nasıl iş? * * * Galatasaray; yalnız sahada aldığı maç sonuçlarıyla değil, tüm kural ve kurumlarıyla da Şampiyonlar Ligi'ni haketmelidir. O günleri de bekliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.