Başlıktaki Yalaka Yazar benim! Brüksel'den Hayri Malkaçoğlu, öyle yazıyor... Geçen hafta bu köşede, "FIFA lisanslı menecer" başlığı ile Ceylan Çalışkan'ı tanıttığım yazı yüzünden öfkelenmiş... Onu tanıtayım derken, ona yalakalık ettiğimi sanıyor. Gönderdiği bu faksı buruşturur, çöpe atarsın; olur biter... Ama öyle yapmayacağım, siz de okuyun. Çünkü, bizi yere göğe sığdıramayan mesajları baş tacı yapar; eleştirenleri gözden ırak tutarsak; adaletli olamayız. Bırakın, insanlar içindekileri boşaltsın. Doğruyu, nasılsa arar buluruz. Belçika'dan gelen faks, bu köşede yayınlanamayacak kadar uzun... Ama merak etmeyin; fazlalıkları atarken, beni suçlayan yerleri aynen korudum. Şimdi okuyalım: "Sayın Alkış, o yazıyı size yakıştıramadım... Ancak şunu açık ve seçik ifade etmem gerekir ki; burada amaç, ne yalakalık yaptığın menecerdir, ne de bir başka meneceri korumaktır. Ceylan Çalışkan'ı ne zaman tanıdın bilemem. Biz onu ve onun gibileri çok iyi tanıyoruz. Ceylan kardeşimiz, 1987'den önce Belçika'da kaç 1. lig maçı izlemiştir? Bırakın izlemeyi, hangi stadın adını biliyordu? Yarım yamalak Fransızcası, Flamancası ve çok kötü Türkçesi ile Ceylan kardeşimizin o meşhur FIFA lisansını nasıl aldığını, Samet Aybaba'ya sorman gerek... Havadan para kazanmak isteyenler, parayı bastırıp FIFA'dan gerekli menecerlik lisansını alıyor. Bu işin ne ölçüsü, ne okulu var. Hani biraz mürekkep yalamışlık, biraz futboldan anlamak; bu iş için yeterli oluyor! Ayrıca; kısa zamanda İstanbul medyasının gözbebeği olan Ceylan Çalışkan'ın; İlker Yasin, Kanal D, Show TV ve Televole ekipleri ile; Celal Kıbrızlı, Hüseyin Kalpar, Samet Aybaba, Sakıp Özberk gibi bazı spor adamlarını Brüksel'e çağırıp, uçak ve otel paralarını cepten ödeyip tatile çıkardığının altındaki düşünceyi, iyi analiz etmen gerekirdi. Maalesef ülkemizde her alanda olduğu gibi, spor alanında da kokuşmuşluk aldı başını gidiyor... Kimi gazeteciler, falan takımın yöneticilerinin koltuğunun sofrasında... Kimi gazeteciler de bir başka menecerin koltuğunun altında, işini tıkır tıkır görüyor. ...Ve öte yanda, ne döktürme yazılar. Allah rast getire!" Mektup böyle sürüp gidiyor. Vatandaş bu... Kalemi bohça değil ki, alıp büzesin... Ya aklına esmiş, ya çıkarı bozulmuş; yazar... Ama Hayri Malkaçoğlu gerçekleri öğrenmek istiyorsa, önce şunu bilmesi gerek... FIFA'ya kim para bastırıp da menecerlik lisansı almış? Madem öyle o kadar kolay, bir de kendi denesin. "Bunun ne ölçüsü var, ne de okulu" demiş... Oysa ölçüsü de var, okulu da var. Önce; FIFA'nın öngördüğü 5 ana lisan olan İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça'dan en az birini "Çok iyi derecede" bilmek gerekiyor. Yarım yamalak olmaz! Sonra da, ülke federasyonlarının açtığı kursları bitirmek gerek... FIFA'ya 250 bin Mark banka teminat mektubu vermek ve 250 dolar yıllık aidatı, düzenli olarak ödemek de gerekiyor. Parayı bastırarak alıyorlar diyorsunuz ya; işte o para, bu para... Sıkıysa sen de al! O kadar kolaydı da; İngiltere'de 96 kişi alıyor da, niye Türkiye'de sadece 8 kişi? Bir adam resmi menecerse; kendisinden futbolcu alacak teknik direktörleri davet eder, ağırlar, futbolcularını gösterir... Bunda tuhaf olan ne var? "1987'den önce Ceylan Belçika'da kaç maç seyretmiş?" diye soruyor... Ama 1987'den bu yana geçen koca 14 yılı saymıyor. Bu nasıl mantık? Benim, onun koltuğunun sofrasında olmamdan sözediyor. Ceylan Çalışkan ile sadece bir kez dışarda yemek yedik. Afedersiniz, onun da parasını ben ödedim... Bunu insana söyletip, zorla görgüsüzlük yaptırmayın. Aslında bunları yazmaya da gerek yok. Bilen bizi biliyor. Bölücü derler... Şovmen derler... Şöhret peşinde derler... Agresif derler... Onlara alıştık! Ama ilk defa YALAKA diyorlar. Ciddiye almasan da, insan üzülüyor. Hep eleştiri yazıyorum diye kendimden şikayetçiydim. Kırk yılda bir birini övdük, başımıza dert aldık.