Amaç müreffeh bir toplum ise

A -
A +

İstanbul'dan yazan ve "Ülkemizde sosyolog, psikolog, eğitimci, siyasetçi olarak aydınlar, uzmanlar, yazarlar bizim daha kaliteli bir hayata erişebilmemiz için yazıyorlar ve konuşuyor...
Ortalama 70-80 yıl yaşayan bir insan, ömrünün ilk 20-25 yılında nitelikli bir eğitim-öğretim sürecinden geçmek için didiniyor. Neden iyi eğitim istiyoruz? Çünkü mutlu, huzurlu, refah içinde, saygın bir ömür sürmek istiyoruz...

Çağımızda eğitimli, bilgili olmayan toplumlar güçlü olamıyor. 'Bilgi teknolojilerini' üretenler çok kazanıyor. Şöyle ki 1500-2000 kilo soğan üreten bir kişi bununla 100-200 gramlık telefon alabiliyor...

Türkiye'nin ihraç ettiği malların kilogram fiyatı hâlâ 1.2-1.5 doları geçebilmiş değil. Musluk, peçete, kova, TV, araba, koltuk, gömlek, kumaş, tavuk, kaşık, tabak, bardak, incir, portakal gibi ürünleri ihraç edebilmek bize mutluluk veriyor. Ancak bu durum sürdürülebilir değildir. Yani düşük katma değerli ürünler bizi ileri ülkeler düzeyine çıkarmaz...

Bireylerimizi TSE, CE ve ISO'nun belirlediği kalite standartlarına uygun donanımda yetiştiremediğimiz, kişisel gelişimi, hayat boyu öğrenmeyi küçümsediğimiz, israftan, tembellikten vazgeçmediğimiz, İslam dinini paragöz şarlatanlardan öğrenmeye çalıştığımız sürece refah toplumu olamayız.

Üniversitelerimiz, meslek liselerimiz, girişimcilerimiz katma değeri (kârı) yüksek ürünler ortaya çıkarma konusunda daha çok çaba sarf etmeliler. Bir tek makalesi, kitabı, projesi olmayan yeteneksizler profesör olamamalı" diyen Ali Özdemir isimli okuyucumuza değerli düşüncelerinden dolayı teşekkür ediyoruz.

Bu vesileyle biraz da tarım ve hayvancılık konusunda, kendi kendine yetebilen ülke olmanın ve bu sektörlerde uygulanacak teknolojilerin çiftçiye kredi vererek çiftçiyi borçlandırmak ve sonra da sömürmek için değil de tarımın kolay ve teknolojik üretilmesine yönelik kullanılması konusunda araştırma yapmasının yararlı olacağını öneriyoruz.

Bir köyde herkese traktör kredisi vermek tarıma destek midir? Yoksa herkese traktör satmak mıdır? Soğan temel bir gıdadır ve doğal antibiyotiktir. Ama soğan sarımsak üretimi küçümsenirse şimdi sarımsağı bile Çin'den ithal etmek durumunda kalırız. Dahası... Öyle bir kriz durumunda ise paramız olsa bile "satmıyorum" denildiğinde açıkta değil "aç!" kalırız.
Bence "bilgi teknolojisi önemli" diyorsak o soğanı ve sarımsağı çiftçiden alarak nasıl işleyip de kilosunu 20 TL'ye 30 TL'ye satabiliriz diye düşünmek önemlidir.

Türk milletine ne oluyor?

Son zamanlarda Türk milletine bir hâller oluyor!.. Çok garip olaylar görüyoruz, izliyoruz okuyoruz.  Özellikle kadınlara şiddet uygulamaları had safhaya ulaştı. Eşini, kızını, annesini kayınvalidesini bir yakınını dövüyor, ya da eline geçirdiği bir şeyle darp ediyor, daha vahimi katlediyor.

Diğer yandan gasp soygun, hırsızlık keza hiç hiçine adam öldürme cinayet işleme haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu ne öfke böyle? Bu ne hırs? Bu ne tahammülsüzlük?

Herkes olmuş barut gibi. Dokundu mu yanıyorsunuz? Âdeta herkes birbirini düşman gibi görüyor. İnsanlar anlayışı birbirine empati yapmayı unuttu galiba. Sevgi saygı kalmadı. Sabır sebat kalmadı. Affetme hele hiç kalmadı. Varsa yoksa ego... Kin nefret ve intikam...

Kimse kimseyle geçinemiyor. En ufak bir olumsuzlukta hemen şiddete başvuruyor. Neyi alıp neyi veremiyoruz anlaşılır gibi değil. Nedir bu şiddet bu celal? Yoksa millet olarak çıldırıyor muyuz? Yetkililerin bu üzücü olaylara bir çözüm bulması mümkün değil midir? Saygılarımla.
Erdoğan Evcan-İstanbul

Bağ-Kur prim borcu cezaları...

"Bağ-Kur Prim Cezaları İle İlgili Yasa, 23 Nisan 2015 gününde Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

SGK tarafından, 2013-2014 Eylül döneminde Bağ-Kur'luların yanlarında çalıştırdıkları işçilere ödedikleri primden daha az prim ödediklerinin tespit edildiği iddiasıyla binlerce meslektaşımızdan herhangi bir tebligat yapmadan kesinti yapılmıştı.

Geçtiğimiz Mart ayı içerisinde gözlükçüler eczacıların SGK alacaklarından büyük kesintiler yapılarak meslektaşlarımızın mağduriyetine yol açacak kesintiler yapılmıştı.

TBMM'de hükümetin önerisiyle 2008 tarihli 5510 sayılı kanunun 80-2 b bendi yürürlükten kaldırıldı. Böylece söz konusu kesintiler hükümsüz sayıldı.

Yasada yürürlük tarihi 1/10/2008 olduğu için geriye dönük olarak da borç çıkarılamayacak.
Meslektaşlarımız ilgili SGK merkezlerine başvurarak burada bulunan dilekçeyi doldurarak kesintinin iadesini talep edebileceklerdir."
Taylan Küçüker-Eczacı Gözlükçü

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.