"Feridun abi sen de olmasan derdimizi anlatacağımız, içimizi dökeceğimiz kimsemiz kalmadı.
Hani seçimler bitti ya... Seçim öncesi devlet tek alacağına dokunmuyordu. Başbakan da "biz iktidardan gittik hiçbir memur hiçbir bürokrat halka zulüm etmeyecek" demişti. İşte tam seçimden 4 gün sonra vergi daireleri yani GİB gelir idaresi daire başkanlığı vergi alacakları ile ilgili hesaplara elektronik haciz gönderdiler. Gayet tabii ki gönderebilirler ama işin daha vahimi hesaplarda olan para bloke oluyor. Ama ne hikmetse ilgili bankalar paraları aynı gün ertesi gün ya da bir hafta sonra ya da bir ay sonra devletin kasasına yani Gelir İdaresi Daire Başkanlığına göndermek yerine bloke ettiği parayı haber vermiyorlar. Kanaatim o ki aylarca bazen belki de yıllarca hesaplarında tutarak kullanıyorlar. Vatandaş bir taraftan devlete olan borcunun faizini ödeyemezken faiz o tarafta işlemeye devam ediyor öbür tarafta ise bloke olan para aylarca bankalar tarafından kullanılabiliyor. Düşün Feridun Ağabey, ben bir babayım, bir yerden param geldi bugün okullar tatile giriyor, karne günü. Gelecek parayla oğluma karne hediyesi almayı düşünürken gittiğimde param bloke olmuş. Ertesi gün bankaya gidip paramı neden göndermiyorsunuz dediğimde bizden onun için ayrıca yazı getirmeniz lazım diyorlar. Yani devlette kim kime dum duma... Bir taraftan devlet parasını almak için hesapların hepsine birden bloke koydu vatandaş darda, öbür taraftan da parası bloke edilen vatandaşın parası devletin kasasına gitmek yerine bankanın ya da bankaların hesaplarında aylarca çalıştırılıyor."
Vatandaş- Tekirdağ
***
Kırıldım sana Turkcell
Ne güzel sloganın var... "Her gün daha iyiye" Çok doğru... Her gün daha iyiye... Ben de zannediyordum ki "hep birlikte her gün daha iyiye" demek istiyorsun... Meğer sadece kendinin her gün daha iyiye diyormuşsun. Anladım ki bizim kötüye gitmemiz seni zerre ilgilendirmiyor... Meğer benim paramın dostu varmış...
Ben şirketin bedava hat kampanyalarına rağmen senin ayrıcalığını tercih etmiştim... Ama sen kullanmadığım ikinci bir telefon hattımın abonman parasını iki ay geciktirdim diye kullandığım telefonumun internetini kestin... Parasını benden tahsil edeceğin halde öteki telefonumun borcundan dolayı bu telefonumu da cezalandırdın... Sanki bu parayı benden almayacak mısın? İlla ki faizi zaten çalışıyor... Alacaksın... Ben de en kısa zamanda ödeyeceğim... Ama bu sürede sayende internetsiz gezeceğim... Aradım müşteri temsilcilerinizi... "Birkaç gün daha kesmeyin, özel görüşmelerim olacak" dedim... Ama kendim söyledim kendim dinledim... Büyüksün be Turkcell... Kurumsalsın... Benim gibi bir züğürdün aboneliği senin için sinek vızıltısı bile değil... Sen Türkiye'nin kalbisin... Ama artık benim kalbimde değilsin. Düşmana yalvarsam on gün daha internetimi kesmezdi... Sana yalvardım ama zerre etkisi olmadı... Canın sağ olsun... İnternetin bol olsun... Al benim internetim de senin olsun..."
Rumuz: "Kırdın beni"
***
Keşke sizin kadar şanslı olabilseydim
Üç arkadaş babamın arabasını kapmış, kendimizce mezelerimizi yiyecek içeceklerimizi almış parkın ara sokağında park etmiştik. Açtık teybin sesini volüm sonda... Keyifler o biçim... Damardan şarkılar zangır zangır titretiyor yüreklerimizi... Ses bangır bangır...
Eğleniyoruz işte, gençlik... Derken biraz sonra bir beyefendi yaklaştı yanımıza... Üzgün ama gülümseyerek dedi ki:
-Gençler keşke sizin kadar şanslı olabilseydim...
-Ne oldu amca, dedik...
-Sizin evinizde benim evimdeki gibi beyin ameliyatı geçirmiş yaşlı bir anne yok... Sonuna kadar müzik dinleyip eğlenebiliyorsunuz...
Bir an sus pus olduk... Adamcağız acı bir tebessüm attıktan sonra çekip gitti... Ama hangi evdeydi o yaşlı hasta? Bize çıkışmamıştı bile. "Gürültü yapıyorunuz" diye posta koymamıştı... Dolayısıyla bu saygılı insanın annesine biz de saygı göstermeliydik. İyi de annesi hangi evdeydi? Derken konu anlaşılmıştı... İçini bilmediğimiz her evde bir hasta bir yaşlı bir gürültüden rahatsız olan olabilirdi... O gün bugündür ne zaman elim oto teybin düğmesine gitse o kibar beyefendi gelir gözlerimin önüne..."
Semih Alvarlı-İstanbul
***
İslam dünyasının hali
İslam dünyasının büyük bir gaflet ve yanılgı içinde olduğunu söyleyen ve İslam dünyasının içerisine düşürülmüş olduğu badireden nasıl kurtulabilir diye kendimize sorduk mu diye fikir ve düşüncelerini bizimle paylaşan Fatih'ten saygıdeğer Mustafa Cemal Bayındır Beyefendiye çok teşekkür ediyorum. Köşemizde okuyucularımız birebir kendilerini ilgilendiren dert ve dileklerini gönderebilirlerlerse çok sevinirim. En iyi dileklerimle.
F.A.