Devlet mesleki yeterlilik belgesi istiyor ama...

Feridun Ağabey, herkes biliyor ki bu mesleki yeterlilik belgesi Avrupa Birliğinin istediği yaptırımlar doğrultusunda uygulanacak. O yeterlilik belgesini ha deyince bu ülkenin insanı nereden nasıl alacak? Bu konuda ne doğru dürüst bir eğitim altyapısı hazırlanmış, ne kim nerede nasıl eğitim alacak belirlenmiş; ne de kim nerede nasıl eğitim verecek biliniyor? Bir ülkenin bütün kaynakçıları, bütün sıvacıları, bütün şoförleri ne bileyim bir günde kanun gereği yetersiz nasıl sayılır ağabey? Bu nasıl olacak ağabey? Düşünün Türkiye’deki bütün tornacılar, bütün kaynakçılar, bütün sıvacılar ve tam kırk meslek -ki hangi meslekler olduğunu detaylı bilmiyorum- çalışanı istese bile bu kadar kısa sürede nereden eğitim alacak? Nereden sertifika alacak da sertifikalı çalışacak ağabey? Şu anda devletin bütün okullarını eğitime ara verip sertifika vermeye ayırsanız yine yetmez. Kaldı ki hoca kim olacak? Neye göre eğitim alacak? Neye göre yeterlilik belgesi verilecek? Hepsi bir muamma henüz… Diyorum ki, tamam AB hatırına bu belge olayına da peki dedi devletimiz. Hiç olmazsa bir tarih belirleyip bu tarihten sonra çalışacak kimselerden bu belge istenecek şekilde kanun uygulansa. Bir geçiş süreci yapılsa. Bu kanun ile on senedir yirmi senedir evine ekmek götüren insanlar bir anda işsiz bırakılmasa? Bir ülkenin milyonlarca teknik çalışanı “belgen yok” denilerek kapıya nasıl konulur? Haydi kapıya konuldu, o işveren kimi çalıştıracak ağabey? Fabrikalar üretim yapmayacak mı? İnşaatlar duracak mı? Çalıştırsa işveren hangi bir işçi için adam başı 500 lira ödeyecek? İşveren ne yapacak, işçi ne yapacak? Yalvarırım bu konuyu devletimizin yetkilileri yeniden bir gözen geçirsin?..”

 

 

 

“Sevgili Feridun Ağabey, tüm Türkiye çalışanlarına selam ve saygılarımı sunar Allah’tan sağlıklı günler dilerim. Ben emekli bir vatandaşım. Denizli’nin Buldan ilçesinde yaşıyorum. Rüştü Akın Parkında oturuyorum. Boş zamanlarımda Buldan’a ait şiirlerimi o parkta yazıyorum. Türkiye gazetesi okuyorum. Bu vesileyle yazdığım şiirlerimi Denizli Buldan halkı da okusun diye sizlerden ricada bulunuyorum. Gazetenizin bir kenarında misafir olarak yayınlarsanız beni çok memnun edersiniz, diyen Denizli Buldan’dan değerli okuyucumuz Erol Kemikler şairliğinizi tebrik ediyor ve şiirinizin ilk kıtasını Buldan halkına armağan ediyoruz.

“Girne Helvacılar Mahallesi/Yokuştur virajlıdır yolları/Havası temiz suyu tatlı/Evleri tek ve iki katlı/Dokumacıdır her evin halkı/Bereket diyarı benim Buldan’ım.”

 

 

 

“Feridun Ağabey, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi sanat tarihi bölümü uzmanları, Divriği ilçesinde ikamet edeceği ve bilimsel çalışma yapacakları kalıcı bir konut arıyorlar. Bu konuda yardımcı olacak bir yetkili bulamıyorlar.  Bu durumda YÖK Başkanına arz ederim ki bu sütunda daha önce birkaç defa arz ettiğim gibi yine yetkililerden yardımcı olmalarını talep ediyorum. İlçemizdeki kamu binaları boş duruyor. Millî emlak neden bunları üniversiteye vermiyor? Üniversiteye neden yeterli ödenek ve personel verilmiyor? Sivas Cumhuriyet Üniversitesi devletten gerekli desteği alamadığı için ilçemizde temsilcilik açamıyor. Ben daha önce Divriği eski hastane binasının üniversiteye verilmesini Sivas Valiliğinden talep etmiştim. Aldığım cevap 'ödenek ve personel yeterli değil' olmuştu. Sonuç olarak ilgili makamların desteğine Divriği halkı olarak muhtacız. Saygılarımla...”