Telefondaki ses Ankara’dan komiser filanca olduğunu söylüyor ve telefon numaramı tekrar edip emreder gibi tok bir sesle isim ve soy ismimi söylememi istiyordu. Dedim ki: “Beyefendi telefonumu bildiğinize ve bulduğunuza göre ismimi de bilmeniz gerekmiyor mu?”
“Siz adınızı soyadınızı söyleyin!” deyince aynı cevabı verdim. Bunun üzerine telefonu suratıma kapattı. Telefon dolandırıcısı mıydı bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki, bu dolandırıcılara tedbir için polisler ATM önlerinde filan nöbet tutacakmış. Yapmayın Allah aşkına! ATM’de bir günde çekilen maksimum miktar bellidir. Adamlar kurbanının hesabını boşalttırıyor. Okuyoruz izliyoruz, kırk bin lira, elli bin lira altmış bin lira para çektiriyorlar. Hatta ev sattırıp parasını almışlar. E pes yani… Bankada olsun noterde olsun, elinde telefon hiç düşmeden işlem yaptıran müşteri yüzde yüz mağdur olmasa da yüzde yüz mağdur adayıdır. Öyleyse gelecek kural bellidir. ATM’den belirli bir limit üzeri para vermediğiniz gibi bankadan para çekerken de müşteriye bankoda cep telefonu ile konuşmayı iptal ettireceksiniz. Belirli miktarın üstünde para çekmek isteyene hele hele hesabının tamamını isteyene parasını niçin çektiğini güvenlik açısından söylemesini isteyeceksiniz. Bir müşteri hesabının tamamını çekiyor banka yetkilisi dolandırıcı mevzuuna hiç takılmıyor. Bu ne biçim sorumsuzluk ve vurdumduymazlıktır anlamıyorum. Bu konuyu da polisiye tedbire havale etmek yerine biraz da bankacıların sorumluluk alması gerekmez mi?
“Sorumlu vatandaş”-İstanbul
Sarı Basın Kartlı 31 Aralık'tan sonra ne yapacak?
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Sarı Basın Kartı sahiplerine verdiği "ücretsiz" kartlar 31 Aralık 2015’te doluyor. Ben gazeteme gidip gelirken bu kartı kullanmak durumunda olan bir gazeteci olarak şimdiden tedbirimi almak ve kartımı günü gelmeden yenilemek için ne yapmam gerektiğini merak ettim. İnternete girdim, araştırmaya başladım. İki gündür araştırmaktayım. Ne İBB web sitesinde ne İETT’de ne haber sitelerinde bununla ilgili bir açıklama veya bir bilgi görmedim. Ne resmî ne gayri resmî bir yazı var. Şunun şurasında 31 Aralık’a iki hafta kaldı. Bu konuda gazeteciler uyarılmaz mı? Ya da gazeteciler bu konuyu öğrenip haber yapmaz mı? Bu kartların süresi geldiğinde herkes bir anda yenilemeye kalktığında yığılma olmaz mı? Veya yenileme sırası gelene kadar 1 Ocak’tan itibaren kartı geçmeyen gazeteciler mağduriyet yaşamaz mı? Konuya neresinden bakarsanız bakın bir ihmal söz konusu değil mi?
Doğrusu merak ettiğim esas konu şu. Yoksa bu kartlar yenilenmeyecek mi? Yoksa Sarı Basın Kartlarının kala kala bir tek ücretsiz seyahat hakkını da bu ay sonu İETT mi ortadan kaldıracak?
Sayın Başbakanımızın sosyal devlet sorumluluğuyla herkese müjde üstüne müjde vererek devrim niteliğinde haklar tanıdığı bir dönemde Belediye Başkanımız Kadir Abimizden de biz Sarı Basın Kartlarının ücretsiz seyahat hakkı konusunda bizlere müjde vermesini bekliyor kendisine görevinde başarılar diliyoruz.”
"Seni Seviyoruz Başkanım”-İstanbul
Çocuk gelinler bir ülke gerçeği mi?
“Şu evlilik programlarından bahsetmekteyim. Tenkit almaktalar ama bazı yönlerden toplum istatistiği vermekte bence. Sosyal dokuda kadınımıza takınılan akıl almaz olumsuz uygulamalar ve aşağılamalar bir şekilde ortaya çıkmakta. En önemlisi de bu programlarda hangi kadın çıksa birkaç istisna hariç hep çocuk yaşta evlendirilmiş olmaları.
Bir anne baba kızını ne adına on yaşında evlendirir ki? O yaşta bir kız çocuğunun zorla evlendirilmesi maddi kaynaklıdır! O ana baba zengin birini bulduğunda kızlarını zorla evlendirmektedir. Ülkemizde bu şekilde binlerce evlilikten bahsedilmektedir. Yapılan araştırmalarda ise küçük yaşta yapılan bu tür evliliklerin hemen hepsine yakını boşanmalarla sonuçlanmış. Yüzlerce kadın çok erken yaşta kocaya verildiklerini ve bu anlamsız evliliklerin çoğu boşanmayla sonuçlanmakta ve kiminin üç kiminin dört çocuğuyla ortada kaldığını söylemektedir. Devletimizin evlilikler ve boşanmalardaki artışla ilgili meclis araştırması başlatacak olması sevindirici bir gelişmedir."
Nizamettin Bekâr-Trabzon