Görgüsüzlüğün bu kadarına pes!..

“Feridun Ağabey, iyi ki bizlerin duygu ve düşüncelerine köşenizde yer veriyorsunuz. Üç gün önce Kadıköy’den Mecidiyeköy’e gelmek üzere metrobüse bindim. Yanımda kayınvalidem ve 12 yaşındaki kızım ile en arkada yer bulduğumuz için sevindik. Metrobüs ağzına kadar doluyor genelde. Bu arada tam karşımızda bir yolcu biraz sonra elindeki beyaz poşeti açtı. Herkesin gözü önünde sanki piknikteymiş gibi meyve çıkardı. Bir tane kocaman muzu soyup şapur şupur yedi. Ardından bir mandalina soydu kocaman. Onu da kokuta kokuta mideye indirdi. Kimsenin bir şey demeye cesareti yok. Artık kimse kimseye ağzını açıp da bir şey diyemiyor. Adam bir koca mandalina daha çıkardı. Onu da yedi. Sonra bir muz daha çıkardı onu da yedi. Sonra bir mandalina daha. İnanın abartmıyorum! Sonra kocaman bir elma çıkardı. E pes yani dedim, kusasım geldi. Ama onu sildi sildi sonra ne olduysa vazgeçti. Eşofmanın cebine koyup poşeti kapattı. İki durak sonra da galiba kan şekeri yükseldi gözleri kapandı. Bu insan hiç mi bir yerde okumadı hiç mi bir yerde görmedi, kimse söylemedi mi toplu taşıma araçlarında böyle davranılmayacağını? E pes yani…”
        Melike Şahin-Mecidiyeköy

Basın İlan Kurumu’na saygılarımızla

“Feridun Ağabey, Basın İlan Kurumu biz yerel gazetelere de resmî ilan vererek güzel bir destek sağlıyor. Bu konuda kurumumuza teşekkür ediyoruz. Gazetemizde yayınladığımız resmî ilanın parası Basın İlan Kurumunca bizlere yapılıyor. Ne var ki, SSK gibi vergi dairesi gibi yerel medya olarak zor ayakta durmaya çalışan kurumların borçlarının isterken sağ olsunlar hiç zorlanmıyorlar. Bir icra çıkartıyorlar. Resmî yazıyla Basın İlan Kurumuna gönderiyorlar. Kuruma diyorlar ki; filan kurumun bize şu kadar vergi borcu vardır, SSK borcu vardır. Bu sebepte resmî ilan paralarını bize göndereceksin. Basın İlan Kurumu da yayınlanan resmî ilan gelirlerini o kurumlara gönderiyor. Bize de 'borcunuza mahsuben şu kadar resmî ilan paranız o kuruma gönderilmiştir' diye yazı gönderiyor. Burada prosedüre bir şey demiyorum Feridun Ağabey, benim üzüldüğüm nokta, bu icra dairesi para isterken niçin tüm paraya el koyuyor! Ben zaten zordayım. İşçimi kapıya mı koyayım. Gazetemi mi kapatayım. Bütün paraya her ay el koyacağına, bir ay para kesip bir ay ödeme yapsa veya her ilan gelirinin yarısını ödeyip yarısını icraya verse bize de hayat hakkı tanınsa olmaz mı? Her kurum yapılandırma yaparken Basın İlan Kurumu kendi gazetesini icranın elinde niçin böyle mağdur durumda bırakıyor? Bu konuda Bir düzenleme olursa hem kurumumuza hem sizlere çok teşekkür ederiz.”
        Bir yerel gazete sahibi

O şarkıyı protesto edebilir miyim?

“Öldürürüm kendimi” ne demek Feridun Ağabey? Hem de dan, dan silah sesi taklidi yaparak… Eyvallah 'hit' olmuş bir şarkı. İcabında ritim tutmaya da uyuyor… Milyonlarca genç çılgınca dinliyor. Haliyle bir genç olarak ben de dinliyorum. Ama blöf yok diyerek ya gelir beni alırsın ya da öldürürüm kendimi diyerek manitayı intiharla tehdit dilini protesto ediyorum. Böyle bir algı bizlere kötü örnek oluşturmakta. Geçtiğimiz gün, kız arkadaşım bana aynını söyledi. Şoke oldum. 'Sen ne diyorsun?' dediğimde ise gülerek şaka yaptığını söyledi! Bu ne demek abi ya? Şakası bile korkunç. Güzellikle ya da zorla diyerek aşka posta koymak var mı abi? Gençliği bunalım anında intihara yönlendiren bu şarkıyı bir dinleyici olarak protesto edebilir miyim?!.”
        Metin Ayan-İstanbul

Karabük Millî Eğitimine teşekkür

Geçtiğimiz günlerde Karabük Necip Fazıl Kısakürek Meslek Lisesi’ne destek beklendiğini bu köşeden duyurmuştuk. Okuyucumuz bizlere geri bildirimde bulundular: “Ağabey iletimi yayınladığın için çok sağ ol. Okulumuzda öğretmenlere tabletler dağıtılmış bize de bu salı geleceği haberini aldık. Okulumla evim arasında çok uzun bir yol var en azından sayende çok ağır yüküm olmayacak. Yine çok teşekkür ederim okulumuz adına” demiş. Biz de değerli okuyucumuz H.K. Eraslan’a ve Karabük Millî Eğitimine çok teşekkür ediyoruz.