"Feridun Ağabey, geçen gün bir bankanın ATM'sinde işlem yapacaktım. Üç tane yan yana olan ATM'lerden her iki yanımdaki insanlar ikisi de ATM'ye ellerinde sigara ile gelmişti. Soldaki tamam ama sağdakinin dumanı rüzgârın etkisiyle ağzıma doluyordu. Kibarca 'beyefendi sigaranızın dumanı' diyecek oldum. Daha sözüm bile bitmeden 'Ne diyorsun sen be! Sosyal alan sen bana karışamazsın' diye öyle bir tersledi ki kavga çıkmaması için susmak zorunda kaldım. Bağımlı mıdır? Çatacak yer mi arıyor? Hapisten mi kaçtı kim bilir? İnsanlar bu kadar mı anlayışsız ve tahammülsüz oldular? Kimseye kendi en doğal hakkımızı bile söyleyemeyecek miyiz? Ayıp Ağabeyciğim, çok ayıp! İkinci bir İstanbul daha yok yani..."
Aslıhan Gülkız-İstanbul
"Onunla evlenemezsem mahvolurum!"
"Feridun Ağabey, ne ümitlerle ne hayallerle geldim İstanbul'a bir bilsen... Halam çağırmıştı beni... Tanıdığı bir ailenin çocuğu ile tanışacaktım. Eğer birbirimizi beğenirsek ailemize söyleyecektik evlenmek için... Geldim İstanbul'a... Çok beğendik birbirimizi... Çok da iyi bir işi var çocuğun. Beni de o beğendi... Evleneceğim için çok sevinçliyim... Ama Abiciğim ailemin bana izin vermeyeceğinden korkuyorum. Bana güvenleri yok. 'Sen evliliği yürütemezsin' diyorlar. 25 yaşıma geldim, her konuda kendimi yetişkin buluyorum. Ama gel de anneme anlat. Bu evliliğime hayır derlerse mahvolurum. Bana bir akıl ver Abiciğim, ne yapmam lazım?" Rumuz: "Beğendik"-Manisa
Sevgili okuyucum, en başta ailenin güveni niçin ve hangi konuda yok onu aile bireyleriyle birlikte çözmeyi düşünmelisin. Halan bu konuda fikir sahibi ise ailenle halanın görüşmesini sağlaman da iyi bir yöntemdir. Bir diğer yöntem de bu konuda ailenin düşüncelerini evleneceğin genç ile konuşmak ve ona eğer inanırsa senin kendine güvendiğini ve ailenin seninle ilgili duygularına katılmadığını kararlılıkla söyleyebilmendir. Bizim bu konuda size en önemli öğüdümüz şudur ki evleneceğiniz "eş" renkler ve zevkler farklı olabilir elbette ama sizinle aynı inancı, hatta aynı itikadı, aynı dünya görüşünü, aynı kültürü paylaşabiliyorsa anlaşmak kolaydır...
Korsan taksicilere kızıyorlar ama
"Feridun Ağabey korsan taksicilere kızıyorlar. Ben de vergisini veren birisi olarak korsana kesinlikle karşıyım ama Ağabey, dün bir otobüs durağında indim. Sarı taksiler yolcu için sıralanmışlar ama yolcuyla pazarlık eder gibi konuşuyorlar.
'Vay mesafe kısa mı uzun mu?', 'Vay orada trafik kilit!', 'Buraya gidersen akşama çıkamazsın!..' Böyle taksicilik mi olur Abi? İyi o zaman, binelim taksiye 'hangi yön açıksa devam et abi' diyelim... Korsan niye var? Var Abi çünkü adamlar müşteri memnuniyeti diye bir şey uyguluyor... Çantan varsa çantanı valizin varsa valizini bile taşıyor abi... E insan ihsanın kulcağızı demişler... Benden söylemesi, sarı taksiler burunlarından kıl aldırmazlarla sonra korsan taksilere boş yere kıl olurlar Abi."
Şevket Hocaoğlu-Topkapı
İki kilo domatese değer mi?
"Feridun Ağabey semt pazarları kuruluyor biliyorsun. Eli yüzü de temiz düzgün bir çocuğa benziyordu. 30'lu yaşlarda bir pazarcı... Tezgâhtan domatesleri seçerek mavi plastik leğene koyup tartması için uzattım. İki kilo domates alacaktım. Pazarı yapıp eve geldim. Evde domatesleri bir çıkardım ki hepsi çürük çarık. Dondum kaldım. Be utanmaz evlat, hangi ara benim seçtiğim domatesleri bırakıp da çürük çarığı doldurup bana verdin? Sen pazarcı mısın hokus pokusçu mu? Gidip sirkte cambaz olsaydın bari! Onu tanıyorum o beni tanımasa da. Şimdi hem kendim ondan sebze almıyorum, hem de her tanıdığıma o tezgâhı gösteriyorum. 'Buradan sakın bir şey almayın o sahtekâr!' diye. O bana iki kilo çürük domates kakaladı ama ben onu kafamda pazardan sildim haberi yok..."
Ev Hanımı-Ankara