“Köyümüze daimi bir imam istiyoruz”

Cenazemizi kaldıracak, cumamızı kıldıracak, teravih namazımızı kıldıracak bir imam istiyoruz. Önümüz mübarek Ramazan-ı şerif. Ne yapacağımı şaşırdım!

Tüm dünyanın hayranlık duyduğu saygıdeğer büyüğümüz, Müslümanların hamisi Sayın Cumhurbaşkanımıza buradan sesleniyorum; ne olur bu mütevazı talebimize bir çare bulunuz. Köyümüzün insanları vakit namazlarını haber verecek bir ezan sesine hasret. Haklı olarak köyün muhtarına yani bana bu konuda feveran ediyorlar!

Bizzat kendi cebimden masrafını karşılayıp defalarca imam getirdim lakin vazifesini yapan gidiyor ve bizim ihtiyacımız devam ediyor. Ben bu konuda aciz kaldım, çaresiz kaldım Sayın Cumhurbaşkanım.

Siz elbette daha büyük sıkıntılar ile mücadele ediyorsunuz vallahi biz de size duacıyız. Lakin bu hususu da buradan size arz etmek köyümün halkı adına boynumun borcuydu. Köyümüze ait çok güzel bir camimiz var, tayin edilecek imam için çok güzel lojmanımız var. İnşallah tensipleriniz ile imamımız da gelirse çok sevinecek, çok dua edeceğiz. Bu vesile ile yüksek şahsınıza saygılarımı sunuyor tüm köyüm adına dua ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun efendim.

 

 

 

Feridun Ağabey, öyle bir derdim var ki, bir ah çeksem içimdeki bütün organlarım titriyor. Derdimi taşa söylesem taş çatlar inanın. Ağabey ben 2009 yılında Bursa Organize Suçlar Polisince çete operasyonu ile gözaltına alınarak tutuklandım. Bir tefecinin yanında çalışıyordum, getir götür işine bakıyordum. Kanunsuz iş yapmadım. Ama Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesince 2010-212 Esas 2013-304 Karar olarak 32 seneye mahkûm oldum.

Yaşım 58. Buna göre 90 yaşında cezaevinden çıkacağım. Kurunun yanında yaş da yanıyor dedikleri gibi hiçbir suçum olmadığı hâlde ben de cezaevindeyim. Çok üzüntülüyüm. Burada ömür biter mi böyle? Bir çukura atsınlar bari diyorum bazen. Ama evde hasta bir eşim ve yetim kalmış çocuklarım var. Maddi imkânsızlıklar ve yarım kalan eğitimleri beni kahrediyor. Sayın mahkeme başkanıma ve silsile olarak yetkililere ve en son Reisicumhurum Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sesimin duyurulmasını istiyorum. Anlarsa hâlimizden o anlar. Allah’ın izniyle bize af çıkartırsa o çıkartır. Mübarek üç ayların ve yaklaşan ramazan ayının hürmetine bu sesimi duyurun ne olur ağabey?

 

 

 

“Sayın Feridun Ağabey, bizim derdimizin çözümüne yardımcı olursanız sevinirim. Mülkiyeti babama ait olmak üzere, iki katlı 400 m2 arsalı binaya eşim, ben ve babamın ortak harcamasıyla, binamızı 1982 senesinde 6 daireli olacak duruma getirdik. İnşaat zamanı, binaya yapılan harcamalar ile ilgili, irsaliye ve senetler benim üzerime yapıldı ve hepsi bende durmaktadır.

Arsa babamın üzerineydi. Daireler tamamlandıktan sonra kat mülkiyeti tapuları çıkartıldı. Babam, eşim ve benim harcamalarımızdan dolayı önceden  plan, proje ve noter anlaşmamızda olduğu gibi  bir daire bende, 85/400 hisse, diğer 5 daire 315/400 hisse kendisinde kalmak üzere hisseli tapularımızı aldık. 2 ay gibi bir aradan sonra, herkesin dairesi belli olmak üzere kat mülkiyeti tapularımızı da aldık. Sonra, aradan 3 ay gibi bir süre geçtikten sonra, üzerimize tapulu daireyi bir başkasına satışını gerçekleştirdim. Satışı takip eden 3 aylık süreçten sonra, daireyi eşimin üzerine geri aldık. Hâl böyleyken, diğer kardeşlerim babam vefat ettikten sonra dava açıp şu anda oturduğumuz daireyi elimizden alabilirler mi? Babam şu an 90 yaşında. Saygılarımla” diyen Nevzat Tatlı isimli okuyucumuza konu hakkında bilgi sahibi olan bir okuyucumuz cevap verebilirse kendisine ulaştırırız.