Ben emekli bir albayım. Kadrosuzluk nedeni ile emekli olduğum için makam tazminatı almakta iken, bu tazminat 65 yaşıma gelince birden kesildi. Yani devlet, 65 yaşından sonra "sen pek işe yaramazsın" deyip ödemeyi kesti. Çaresiz sineye çektim. Hâlbuki o tarihten sonra da, delikanlı diye ortalıkta dolaşan pek çok kimseden daha güzel işler yaptım, kısmet ise daha da yapacağım...
Geçenlerde, "65 yaşını geçmiş olan emeklilere daha fazla zam yapılacağı" haberini aldım. Acaba, devletimiz bana ve benim durumumda olan emeklilere de 65 yaşımızdan önceki tazminatı iade edemez mi? Parayı çok seven insan değilim. Fakat elime bakan insanlar var. Hatta benim gibilere ödenen hiçbir zaman boşa gitmez. Her iki durumda da şimdiden teşekkür eder, hükümetimize hayırlı ve güzel işlerinde muvaffakiyetler dilerim...
Alaeddin Türker-İstanbul
Bandırma Belediye Başkanımıza Teşekkürler
Türkiye Gazetesi'nin "BİR DERDİM VAR" adlı köşesinde (9 Eylül 2015) günü yayımlanan "Bandırma Belediye Başkanından istek var!" başlıklı okur mektubum ses getirdi. Bandırma Belediye Başkanlığı'na sunduğum şikâyet dilekçesinin gereği yapıldı.
Bandırma Paşabayır Mahallesi 10. Sokak sakinleri arasında yaşanan çöp konteyneri sıkıntısı, konteynerlerin bulunacağı yerlerin belediye görevlilerince işaretlenmesi ve yerlerinin duba konularak sabitlenmesiyle çözüme kavuşturuldu. Sorunun çözüme kavuşturulmasını kamuoyuna ve ilgililere duyurarak sağlayan Türkiye Gazetesi ile Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza'ya ayrı ayrı teşekkür eder, sokak sakinleri adına şükranlarımı sunarım. Sokak sakinleri adına...
Halis Kahraman-Bandırma
Sayın müşteri mi, zoraki müşteri mi?
Elektrik faturasının arkasında ondan fazla madde yazmaktadır. Vakit ayırıp da o maddeleri baştan sona kadar hiç okumayı düşündünüz mü? Sorumlu bir vatandaş duygusuyla alıp okudum bir gün. Bir tek başlangıçta müşteriye "Sayın" kelimesiyle hitap ediliyor. Ondan sonraki maddelerin tamamında müşteriye hep amir hükümler bildiriliyor. Hiçbir maddede müşterinin hakkına yönelik bir söz veya ifade bulunmuyor. Hep ceza tehdidiyle hapis tehdidiyle, ödenmeyen faturalardan dolayı müşterinin maddi manevi sıkıntı yaşayacağıyla ilgili ikazlar hatırlatmalar ve korkutmalar sıralanıyor. Dahası "burada açıklanamayan hususlarla ilgili olarak elektrik piyasa kanuni ve ilgili diğer mevzuat hükümleri geçerlidir" deniliyor. Bu nasıl bir üretici tüketici ilişkisidir. Tüketici "madem öyle o zaman ben de senden elektrik almıyorum" diyebilme serbestisine sahip midir? Değilse bu kurumların elinde vatandaşı böylesine mecbur bırakmak devletin devlet babalığına yakışıyor mu? Nerede bu tüketici dernekleri? Nerede Tüketici hakkında çıkartılan yasalar? Nerede çalışma ve sosyal güvenlikle ilgili bakanlıklar? Adamlar bize hem elektriği mecburen oradan alacak şekilde bağlıyorlar hem de bize tek taraflı şartlar sunuyorlar. Bunu kabul etmekten başka da şans bırakmıyorlar.
Halil İbrahim Aydoğan-İstanbul
Hastaya mı inanmıyorsunuz, doktora mı güvenmiyorsunuz?
Geçen hafta ishal ve kusma şikâyetiyle acile gittik. Acilde bize muayene sonrası bir iğne yapıldı. Sonra da elektronik reçete ile ilaçlarımız yazıldı. Geldik eczaneye ilaçları çıkartan eczacı bir tanesini SGK'nın karşılamadığını söyledi. Hangi ilaç diye sorduğumuzda bağırsaklardaki sorunla ilgili olan dedi. Yani ishal ile ilgili ilaç SGK tarafından karşılanmıyordu.
Bir hasta doktora gitmiş. Doktor muayene etmiş. Doktor bu ilacı kullanmasını istemiş. Ama sen SGK olarak doktora o ilacı ödeyemem diyorsun. Bu durumda ne oluyor? Devlet doktoruna mı güvenmiyor? Sigorta kapsamına görecelik mi getiriyor? Neye göre kime göre hangi ilaç niçin veriliyor veya verilmiyor? Bunun olabilirliğini veya olmazlığını kim belirliyor?
SGK'dan da Sağlık Bakanlığı'ndan da bir açıklama bekliyorum.
Rıfat Altemur-İstanbul