ÖSYM ile telefon konuşmamı takdirinize bırakıyorum

A -
A +
28.08.2015 günü OSYS Ek kontenjan sonuçları açıklandı. Haberinin üzerine kurumun sayfasına girdim. Gerekli bilgilerden sonra, sonuçlar hakkında olumsuz bir durum üzerine 444 6 796 no'lu ÖSYM'i telefonunu aradım. Telesekreter yönlendirmesi sonucu 6 no'lu iç hattı tuşladım. Telefon 5 dakika beklemenin ardından lütfen sıra geldiği için ilgili kişi ile görüşme şansını yakaladım. Durumumu söyledim. "Bir dakika bekleyin" dedi. 5 dakika bekledikten sonra da hattan düştüm. Tekrar aradım. 6. kişi olarak bekledim. Yaptığım tercihte ödeme olmadığı için iptal edildiğini söyledi ve kapattı. İstediğim cevap tam olmadığı için bir kez daha aradım. 10. aramamda sürekli hattan düştüm. Son aramam 17:34 idi ve 17:55'te 30. kişi olarak sıra bana geldi. Telefona çıkan bayana derdimi söyledim. 

İşte bundan sonrası güvenliğimiz gereği kayda alınan telefon konuşmalarımız:
-İyi günler, tercihlerde adımızı göremedim de o yüzden aradım.
-Parayı ödeseydin adını görürdün.
-Hanımefendi ben daha bir şey demedim.
-Tamam, işte sonuçlarda adın yoktu değil mi?
-Evet ama...
-Biz de onu diyoruz ya, ödeme yok adın yok.
-Hanımefendi ödemem var adım yok. Adınızı öğrenebilir miyim?
-Adımdan sana ne.. Herkese adımı veremem.
-Nasıl hitap edeceğim size.
-Hanımefendi de.
-Peki hanımefendi.
-Buyurun beyefendi.
-Biz ödemeyi yaptık sonuç açıklamasında adımız yok.
-Ödemeyi yaptığını sen söylüyorsun.
-Elimdeki makbuz.
-Ya çok konuştun, sırada başkaları var.
-Hanımefendi siz görevli misiniz yoksa...
-Hattan düşürürüm seni kim olduğunu öğrenirsin.
-Siz nasıl konuşuyorsunuz?
-Mesai saati içinde arasaydın soruna cevap verirlerdi mesai saati dışında aradın böyle oldu.
-Bu nasıl konuşma, siz kimsiniz bayan?
Bundan sonrası ses yok. Kapatmış...
ÖSYM'ye bildirilir.
Erol Kara-İstanbul


Bizden alıyorlar bize satıyorlar!

ABD'de Connecticut Üniversitesi'nden bir araştırmacıdan hayranlıkla söz ediyordu bir gazetenin köşe yazarı. İnsanların hangi ayda doğdukları, kişilik özellikleri ile ayın mevsimsel durumunun etkisi varmış ve sonuçlar çarpıcıymış. Yazar diyor ki: "Bu yeni bir konu ve galiba yıllarca bunu tartışacağız..."

Oysa Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri 1700'lü yıllarda Marifetname'sinde "ayın menâzili" bölümünde bu konuyu detaylı olarak anlatmaktadır.

Yine batıda eğitim almış bir psikiyatrımız, kitabında batılı bir profesörü anlatıyordu. Hastasına alkolü bıraktıramayan profesör hastane önündeki ayakkabı tamircisinin alkol bıraktırdığına şaşırıp soruyor: "Ben profesörüm, kimseye alkol bıraktıramazken sen ayakkabıcısın, nasıl bıraktırırsın? Ayakkabıcı cevap verir: "Ben alkol kullanmıyorum ki!.."

Bizim Batı'da yetişen psikiyatri hocamız bu anlatıma hayranlık duyuyordu ama kültürümüzde asırlar öncesinden anlatılan İmamı Azam hazretlerinin bir çocuğa bal yeme tembihini neden kırk gün sonra söylendiği esprisini bilmiyordu. Yani kendi kültürümüzü başkalarından öğrenmeye başladık... Onlar ise bizden aldıklarını bize satıyor!..
Mehmet Alkan-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.