Samsun ve Terme belediyesinden yol isteniyor
29 Haziran 2016 02:00
Benim derdim mahallemize yol yapılmasını beklemek. Feridun Ağabey ben Samsun’un Terme ilçesi Evci Mahallesindenim. Buradaki Yahyalı caddesine “Cadde” denilmesine bakmayın, cadde filan değil. Hele “sokak” yazan gariban Kışla Dere köyü virane ve halkı âdeta yetim gibi ağabey. Abartılı söylemek istemiyorum ama evlerimize helikopterle gelecek durumdayız neredeyse. Dere içi güzergâhında olan yolumuz her yağmurda çok fena yıkılıyor. Buraları “beton yapın bir daha bozulmasın” dedik yapılmadı. Terme Belediyesi “üç dört haneye beton yol lüks olur, boşuna masraf” diyor. Büyükşehir ise “bizim yapım alanımız değil” diyor. Büyükşehir olmak bize hiç yaramadı. BİMER’e verdiğim dilekçe sayısı ise 100 adedi geçmiştir. Birkaç kez yerel gazeteler geldi haber yaptı. Memurlar gelip bakıyor ve gidiyorlar. Yine yapılan bir şey yok. Derdimizi size anlatmaktan başka çaremiz kalmadı.
Köyümüzdeki fındık bahçelerimize araba gidemediği için çalışacak işçi bulamıyoruz. Mahsulümüz çürüyor. Fındıktan başka geçim kaynağımız yok, ne yapalım ağabey? Suçumuz ne? Herkesle kötü olduk. Yol istemek suç mu Ağabey? Devletten yol istemenin suç olduğu ne zaman görülmüş Ağabey? İstediğimiz mesafe ise 250 metre. Başbakanımız hükümetimiz duble duble yollar açıyor, denizin altından tüneller açıyor. Burada 250 metre yol bizim yetkililere çok geliyor. “Yolu olmayan köy kalmadı” deniliyor ama bizim yolumuz yok Ağabey. Kışla Dere halkı adına sesimizi yetkililere duyurun...”
Melek Demir-Terme/Samsun
“Babamı tutuklarlarsa diye korkuyorum”
Feridun Ağabey, ödenmeyen bir borç sebebiyle bir kurum avukatı ile babam telefonda konuşurken ortam bir anda gerildi. Böylesi ramazan günlerinde avukatın evinize icra gelir gibi konuşmaları karşısında babam da canından olmak isteyen varsa gelsin türünde bir öfke restleşmesinde bulundu. Telefonda avukat “sen bizi bir de tehdit ediyorsun öyle mi?” diyerek o konuda da yasal işlem başlatacağını söyledi. Sahiden böyle bir şey başlatır mı? Babamı cezalandırabilirler mi? Babamın aslında öyle biri olmadığına inanıyorum. Ama o an yaptığı ezbere bir konuşmayla aile huzurumuz da altüst olur mu? Çok üzülüyorum ve babamı tutuklarlarsa diye çok korkuyorum, diyen İstanbul’dan rumuz “B.D.” isimli okuyucumuz, babanız o sözü ister öfke ile ister korkutma amaçlı söylemiş olabilir ama söylenen söz hukuken tehdit içeren bir sözdür ve kanuni sorumluluğu vardır. Zaten birçok pişmanlıklar öfkeyle alınan kararlardan sonra yaşanır. Biz hukuki durumu bilemeyiz ama babanız o avukatı arayıp söylediklerinden dolayı pişmanlığını ifade eder özür dilerse umarız başlamış olsa bile işlemden vazgeçebilir. İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlar. Öfkeden yarar gören hiç olmamıştır. Yunus Emre’nin meşhur mısralarını burada bir kez daha söylemekte yarar var:
“Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı/Söz ola ağulu aşı/Yağ ile bal ede bir söz”
Bizi tamamen dışlamaya çalışıyorlar
Fransa’da gazetelerde anketler düzenleyerek burada yaşayan Müslümanların yaşayış biçimlerini, bulundukları ülkeye entegre olup olmadıklarını, ibadethanelerinin durumunu sorgulayan ve reddetmeye ötekileştirmeye yönlendiren sorular ve cevaplar yayınlıyorlar.
Bu ankette soruların soruluş biçimi ve deneklerin verdiği cevaplara bakıldığında, soruların tamamen denekleri yönlendirmeye yönelik hazırlandığı görülmektedir. Ve bu kesinlikle bir algı operasyonudur. “Müslüman toplum ülkeniz için bir tehdit mi?” diye bir soru anket olarak değerlendirilebilir mi? Ülkenizde Müslümanların talep ettiği caminin ne şekilde olmasını istersiniz diye bir soru sorulabilir mi? Müslümanların başörtüsü Müslüman olmayan insanlara oylattırılabilir mi? Ve Müslümanların bulundukları ülkeye entegre olup olmadığına yönelik bir soru tamamen ayırımcılık ve ötekileştirme algısı oluşturmaya yönelik bir medya operasyonu değil midir? Bu tür ayrımcı hareketleri buranın bir vatandaşı olarak kabul etmiyorum. Biz vatandaşlarını ülkemin burada sahipsiz bırakmamasını diliyorum.
A.G.-Fransa