Siteleri de mi devlet yönetsin?
4 Ocak 2016 02:00
"Feridun Ağabey, ikamet edilen bir siteden yaşananları aktarmak istiyorum. Sitenin eski yönetimi genel kurulda ibra edilmedi. Sert ve hakaret içeren konuşmalar geçti. Eski yönetim mahkemeye verildi. Mevcut yönetimin başkanı yapılan ağır hakaretler karşısında sağlığını önemli ölçüde kaybetti. Eski yönetimin ibra edilmeyen başkanı ise daha evvel siyasi nedenlerle hükümlülük yaşamış (hapishanede kalmış) bir kişiydi. O da anlaşılıyor ki mahkûmiyetten ders almamış. Konu mahkemeye intikal ettiği için o da sağlığını önemli ölçüde kaybetti. Bazı usulsüz belgelerin olduğu söyleniyor. Ayrıca sitede çalışanlar da maaşlarını almakta zorlanıyor. Hele kıdem tazminatı için hiçbir hazırlıklarının olmadığı ifade edilmektedir. Bu yaşananlar sebebiyle diyorum ki site yönetimlerinde özellikle mali tabloların para akışını denetleyecek bir devlet kuruluşuna ihtiyaç vardır. Sitelerdeki bir kişi veya grubun şikâyeti ile bu devlet kuruluşu harekete geçebilmeli ve hesapları inceleyebilmelidir” diyen muhterem okuyucumuz her anlaşmazlığa devlet kuruluşu gerekirse devlet de millet de bu işin içinden çıkamaz diye düşünüyoruz. Söz konusu yıllardan beri huzur içinde yöneticilik yapılan sitelerimiz saymakla bitmez. Dileriz sizin yönetim de bir an önce çözüme kavuşur da apartmanınız huzura kavuşur.
Al canımı vereyim istiyorsan…
“Feridun Ağabey… İyi ki varsın canım ağabey… Anlat derdini diyorsun ya ağabey, ben derdimi nasıl anlatsam bilmem ki… Mesajımı yayınlarsın belki… O okumasa bile insaflı okurlar okur ki… Senin için ölüyorum anla artık beni ey sevgili… Sana olan sevgim ince hastalık gibi canımı yakıyor, içimi kanatıyor… Ben senin için içten içe eriyip tükenirken en çok içimi acıtan senin bundan haberin bile olmuyor. Ah hiç olmazsa senin için kahrolduğumdan haberin var mı? Haberin olacak mı senin için öldüğüm zaman? Kaç defa bıraktığım sigaraya yeniden senin için başladığımdan ve o dumanı senin için içime çektiğimden? Yok işte yok… Olmasın gülüm… Olmasın kır çiçeğim... Haberin olmasın… Sen bilsen de bilmesen de senin için hepsine değer… Sen beni sevmesen bile ben seni sonsuza dek sevdim… İnanmazsan eğer al canım senin olsun, canımı vereyim… Derdim var anlatamam… Yanarım içten ağlayamam… Feridun Ağabey…”
Rumuz: “Gamzede”-İstanbul
İsmim sizde kalsın, derdimi yazın
“Sevgili Feridun Ağabey ve sevgili Türkiye gazetesi okuyucusu dostlarım, ben uzun yıllardan beridir Türkiye gazetesi abonesiyim. 18 senedir de Tekirdağ’da yaşıyorum.
Devletimiz sağ olsun 250 TL taksitle emeklilere ev imkânı sağlıyor. Lakin bendeniz bir aldatma sonucu bankaların kırmızı kartlı listesindeyim. Milyonlarca emekli gibi konutu alsak bile diğer bankalar el koyar, ikinci dereceden. Onu da bırakın almış olduğumuz maaştan bile banka kredi vermiyor. Sayın Başbakanımız bu konuda yardımcı olacaktı, bir konuşmasında söylemişti. Son günlerimizi iyi geçirmek istiyoruz. Bu konuyu gündeme taşırsanız sizlere minnet borcumuz olsun ismim de sizde saklı kalsın. Saygılarımla.”
"Yolcu"lara bir mesaj da "Hancı"dan
“Feridun Ağabey, İstanbul’da trafiğe çözüm arayanlara bir mesaj da ben iletmek istiyorum. Çekicilerle trafik çözümü bir kere hava cıva! Geçen akşam gözümle görmesem inanmazdım. Star City alış veriş merkezinin önünde gece saat 21:00 sularında koskoca üç şeritli yola park etmiş sadece iki araç vardı. Trafiği engellemeleri filan söz konusu değildi. Trafik çekicisi geldi o aracın bir tanesini alıp götürdü. Az sonra hemen geldi ötekini de götürdü. Ama aynı çekici ne hikmetse tam çaprazında yukarı köşedeki otelin önünden trafik kilitlense bile araç çekmiyor? Çekemiyor mu? Başka sebepler mi var bilemem! Bir de Belediye mi yapar kara yolları mı onu da bilemiyorum ama girilmez yerden girenler, dönülmez yerden dönenler, durulmaz yerde duranlar kamerayla tespit edilmeli ve bu sürücülere caydırıcı cezalar getirilmelidir. İnanın trafik sıkışıklığının belki de % 25’i bu kural tanımayan pervasız sürücülerden kaynaklanmaktadır.”
Sezai Hancı-İstanbul