Utanıyorum, üzülüyorum, kahroluyorum!..

Ben 1977'den beri Fransa'da yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ülkemle de devletimle de kimliğimle de gurur duyuyorum. Yalnız ülkeme girerken Fransız vatandaşlığı kimliğimi gören hava limanındaki yetkililerimizin kimliğe bakar bakmaz "buyurun geçin" diye istikbal ederken, benim Türkiye Cumhuriyeti nüfus kâğıdımı gösterdiğimde kendi ülkeme bu kimlikle almayıp benden ayrıca pasaport istiyor olması doğrusu gücüme gidiyor.

Niye arkadaş? Benim kimliğim kimlik değil mi? Üstelik benim ülkem bunu kendi verdiği kimliğine böyle yaparsa başka ülkeler bu kimliğe ne yapmaz ki? Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Fransa'dan Türkiye'ye geldiğinde hava limanından içeri girerken kendi ülkesinin kendine verdiği Türkiye Cumhuriyeti nüfus kâğıdını göstererek giremiyor. Kendisinden pasaport isteniyor. Ama bir Fransız vatandaşı (kimliğiyle ben) kartını gösterince elini kolunu sallayıp geçiyor. Bu nedir ya Allah aşkına? Bu kendi ülkesinin insanına mı güvenmemektir? Kendi verdiği nüfus kâğıdına mı itibar etmemektir? Bu hangi akla ve mantığa hizmet etmektir? Utanıyorum, üzülüyorum, kahroluyorum. Yetkililerden benim ülkemin nüfus kâğıdının da ülkemde etkili olması için yasal ne gibi düzenleme varsa yapılmasını istiyorum. Selamlar.

         Süleyman Başözmen-Fransa

Cezaevinde mahkûmum ve mağdurum

"Selamünaleyküm Feridun ağabey... Ben Niğde Açık Cezaevi'nde yatmaktayım. 3 sene daha mahkûmiyetim bulunmaktadır. İçeride olduğumdan dolayı, dışarıda ailem cezaevinde ben mağdur durumdayız. Sizlerden yardım eli uzatmanızı rica ediyorum. İki çocuğumun eğitim masrafları var. 

Benim şahsi borçlarım var. Bunları ödeyemediğimden dolayı ailem zor duruma düşmüş durumda. 

Elimden hiçbir şey gelmiyor. Umarım kısa da olsa derdimi anlatabilmişimdir. Yardım kuruluşlarından kâfi yardım istedimse de geri dönüşü olmadı. Bu kardeşinize yardımcı olan olmayan herkesten şimdiden Allah razı olsun. Siz gönül dostlarından acil yardım beklemekteyim. Saygı ve hürmetlerimle..."

          Mehmet Parlak-Niğde

Sıralı amirlerle paylaşırsanız daha iyi olur

"Merhabalar! Sağlık hizmetleri ile ilgili derdini anlatan bir kişiyi köşenize taşımışsınız. Konu aslında sadece mevzuatla ilgili ve çözümü tahmin edebildiğimiz kadarıyla basit bir olay. 

Anlatacağım konuyu iyice analiz ederseniz, Mevzuat dediğimiz şeyin aslında bazen vatandaşa, memura vb. isteyerek veya istemeyerek bilerek veya bilmeyerek ne kadar zulüm aracı olarak kullanıldığını göreceksiniz. Şüphesiz sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde 657 sayılı kanuna tabi olarak görev yapan memurlar arasında en fazla mesai yapan meslek grubu Polislik mesleğidir. Bu mesleğin verdiği hizmet türü itibariyle bunun böyle olması kısmen gerekli. Çünkü asayişin gecesi gündüzü hafta sonu, hafta içi, bayramı, seyranı olmaz" diye yazan ve kendi mesleğinin "özel" durumlarıyla ilgili bilgi veren değerli okuyucumuz H.Ş.'nin yazdıklarına ve düşündüklerine saygı duyuyoruz. Bu düşüncelerini bize gönderdiği gibi hiyerarşik şekilde kurumdaki sıralı amirleriyle de isimli isimsiz paylaşmasının daha yararlı olacağını düşünüyor, kendisine ve meslektaşlarına bu ulvi görevlerinde başarılar diliyoruz.

Emeklinin cebine uzanan gizli eller

Bir özel hastaneye muayeneye gittim. Muayene ücretinde SGK'lı olanlardan 40 lira fark ücreti aldıklarını söylediler. Emekli olunca bu fark 28 lira oluyormuş. Sordum. "Peki aradaki 12 liralık fark ne oluyor?"

Ne oluyormuş biliyor musunuz? Emeklinin bir sonraki ay maaşından kesiliyormuş. Şimdi özel hastane emekliden SGK kadar fark ücreti almamış mı oldu? Ha hemen ödemiş 12 lirayı ha on beş yirmi gün sonra emekli maaşından kesilmiş. Özel hastanelerin SGK ile emekli arasında fark varmış gibi göstermekteki amaçları ne? Gerçekte emekliyi kandırmak olmuyor mu bu? Ben bunu sorduğumda öğrendim. Sormadan giderek "emekliden az para alıyor" diye düşünerek giden emekliler kim bilir tahlil ve röntgen gibi durumlarda da SGK ile aynı farkı parayı ödüyorlardır? 

Kaldı ki SGK'lı olunsa bile bu kadar fark fazla değil mi? Sağlık bakanlığından bu konuda düzenlemeler yapmasını bekliyoruz. Ve de emeklilerin cebinde dolaşan 'gizli ellere' dur denilmesini bekliyoruz."

        Servet Malkoç-İstanbul