Yeni Cami girişine engelli yolu gerekiyor

A -
A +
Eminönü'nde bulunan selatin camilerimizden Yeni Caminin giriş merdivenleri 10 basamaklı. Kenar trabzenleri de mevcut değil. Modern çağın sorunu olan aşırı kilolu vatandaşlarımız ve öncelikli olarak da yaşlı ve engelli vatandaşlarımız bu merdivenlerden zorlanarak çıkabiliyorlar kimileri de çıkamıyor.
Yeni Cami'nin Mısır Çarşısı tarafındaki girişine henüz hizmete girmemiş olmasına rağmen engelli vatandaşlarımızın tekerlekli sandalyelerini taşıyacak asansör mekanizması kurulmuş. Bu çok güzel düşünce için yetkililerimizi tebrik ediyorum. Ancak yeterli değil tekerlekli sandalye kullanmayan ama aynı zorlukları yaşayan vatandaşlarımız için de bir ihtiyaç söz konusu.
Vatandaşlarımızın gönül rahatlığıyla bu güzel camide ibadet yapabilmesi için bir engelli yoluna ihtiyaç var. Cami'nin tarihi dokusunu ve estetiğini bozmadan sol cephesindeki (sahil tarafı) girişte uzun bir avlu duvarı mevcut. Bu duvar boyunca zorluk yaşayan vatandaşlarımızın rahatlıkla yürüyerek çıkabilecekleri dik olmayan portatif veya mühendislerimizin öngöreceği bir engelli yolu yapılabilir. Vatandaş olarak öneri bizden karar yetkililerimizdendir. Saygılarımla.
> Hüseyin Aksu - Nöbetçi Vatandaş
Eşime ve kayınvalideme kalbim çok kırıldı
"Feridun Ağabey, 13 yıllık evliyim. Evlendiğim günden beri çocuğumuz olmadı. Eşim de kayınvalidem de benim çocuk yapamayan bir kadın olmamdan dolayı beni hep hor görüp aşağıladılar. Neden sonra anlaşıldı ki çocuk sahibi olamamamın sebebi eşimden kaynaklanıyormuş. Şimdi eşim de kayınvalidem de bana bir şey söyleyemiyor ama bir özür bile dilemiyorlar. Senelerce geceler boyu gözyaşlarım kurumadı benim. Şimdi ben ne yapacağım? Ben de bu defa onlara mı bağırayım? Çok kırgınım... Hem beni suçladılar hem hata kendilerinde olunca pişkin pişkin susup oturuyorlar. Ben bunu kendime kader diyerek kabullenmeye çalışıyorum. Ama hiç olmazsa bana yaptıkları için bir özür dilemeleri gerekmez miydi?" diyen Bursa'dan S.G. isimli okuyucumuza cevabımız şudur ki elbette üzülmekte ve kırılmakta haklısınız. Bizim insanımızda genelde teşekkür etmek veya özür dilemek pek yoktur. Öfkelenince bağırır çağırır ama kendi bir hata yaptığında susar. Başını öne eğer oturur. Bir özür dilerim demeyi bilmez. Ya da sevindiği bir gelişme olduğunu, biri ona bir yardım bir iyilik yaptığında da "teşekkür ederim" demek aklına gelmez. Evde hanımı bir güzel sofra hazırladığında bile "sağ ol, eline sağlık. Teşekkür ederim" demek birçok erkeğimiz için lüks ötesi bir hayaldir. Oysa bir teşekkür veya bir özür kırılan nice kalpleri tamir edecektir. Siz yine de asaletinize gerekeni yapın. Bayram'da kayınvalideniz ile bayramlaşın."
Acaba hangisi doğru söylüyor?
8 Haziranda özel bir hastaneye normal bir sağlık kontrolü için gittim. Kan, idrar, tansiyon, ultrason testlerini yaptırdım. Hekim, "Prostatınızda büyüme var" dedi ve üroloji servisine yönlendirdi.
Özel hastanenin üroloji hekimi izinli olduğu için devlet hastanesinin üroloji servisine gittim. Çeşitli muayeneler yapıldı. "Bir ay sonra gelin yeniden test yapalım. Risk var ise biyopsi yaparız" denildi.
Bir ay sonra yeniden ilk gittiğim özel hastanenin üroloji hekimine gittim. Kan testi (PSA) yapıldı. "Pazartesi gelin, biyopsi yapalım. 350 TL masrafı var" denildi. Özel hastaneye pek olumlu yaklaşamadım. Kan testi sonucunu aldım Devlet Hastanesine gittim. Hekim incelemeyi yaptı. Tıp fakültesinin üroloji hekimine yönlendirdi. Tıp fakültesinin Doçent olan üroloji hekimine ulaştım. Yeniden kan ve idrar tahlili talep etti. Tahlil sonuçlarına baktı. "Bu yaşta risk henüz yok. Biyopsinin bazı olumsuz sonuçları olabiliyor. 3 ay sonra gelin yeniden inceleme yapalım" dedi.
Son 1 ayda bu kadar farklı yorumlar işitince şaşırıp kaldım. Şimdi ben hangi hastaneye, hangi hekime inanayım? Prostat büyümesi sorunu yaşayan varsa bir bilgi iletebilir mi?
> Ali Özdemir- İstanbul
Metrobüslerde sabah donuyor akşam yanıyoruz
Feridun Ağabey, Metrobüs şoförlerinin klima ayarsızlıklarından gına geldi. Sabahları erken saatlerde işe giderken Metrobüsler klima soğuğundan morg gibi oluyor. Donuyoruz. Akşam saatlerinde havanın en sıcak olduğu zamanda ise sanki klima hiç çalışmıyor, sıcaktan bunalıyor bayılacak gibi oluyoruz. Herkes bas bas bağırıyor şoför ise "klimanın gücü bu kadar rahatsız olan diğer araca geçsin" diyerek sadece kapıyı açıp bekliyor. Bu şoförler bize özellikle işkence etmek mi istiyor? Neden bu klimalar yolcuya göre ayarlanmıyor?" > Sevim Akgün- İstanbul
Bayramınız mübarek olsun
Bütün okuyucularımın Ramazan-ı Şerif bayramlarını tebrik eder, bu mübarek günlerin ülkemize ve insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenabı Hak'tan niyaz ederim. F.A. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.