“Yoksa bunlar da 1960 Prof.ları gibi mi?”

A -
A +
Değerli Feridun Ağabey, son zamanlarda, yeni Anayasa konusu  iktidar tarafından öncelikli konular arasına alınmıştır. Burada dikkati çeken bir şey vardır. Bilindiği üzere 1950-60 arasında muhalefet yeni bir Anayasa istedi durdu. Üniversiteler, basın sürekli konuyu gündemde tuttu. 1960 darbesi oldu. Darbeciler bir Anayasa yapmak üzere Ankara ve İstanbul üniversitelerinin, darbe tahrikçisi Prof.larını topladı ve "yap" emrini verdi. Anlı şanlı Prof.lar aylarca bir metin yazamadılar. Meslek hayatları boyunca, asli işleri yerine siyasetle uğraştıklarından, ülkenin geleceği ile ilgili bir çalışmaları yoktu. Darbe idaresi bunları dağıttı, başka bir yol seçti.
Zamanımıza gelince Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan daha Başbakanlığı zamanında yeni millî bir Anayasaya gerek olduğunu, bu arada Başkanlık sistemine geçilmesini teklif etti. İstemezük cephesi hemen ayaklandı:
“Padişahlık geliyor”, “Diktatörlük olacak” gibi akıl dışı yorumlara başladılar. İnanın bunların % 99’u konu ile ilgili bir kitap, bir anayasa metni, bir inceleme yazısı dahi okumamıştır. Burada esas dikkati çeken husus, bir kısmı istisna olmak üzere, konunun uzmanı olan hocalar neden, siyaset ve kişi dışı düşünerek, Başkanlık sisteminin fayda ve mahzurlarını tartışmazlar? İlimleri ve fikirleri ile kamuyu aydınlatma gereğini duymazlar? Yoksa bunlar da 1960 Prof.ları gibi mi? Saygılar...
           Şahin Galip Durum/İzmir
 
 
"Eşim yazmış olsa da yayınlamayın" demişti
 
Kocasının cezaevinden gönderdiği acil yardım faksı üzerine verilen adresteki anneyi arayıp durumu öğrenmek isteyen “Anlat Derdini” ekibimize, bu onurlu anne “Sağ olun, bizden daha mağdur olanların hakkını almak istemem, çok şükür devletimiz kiramızı ödüyor. Eşim yazsa da yayınlamayın” demişti. Bu fedakâr anne cezaevi ziyaretinde, durumu eşiyle konuşmuş, duygulanmışlar. Bizi gazeteden aradılar ama ben çok utandım, "yayınlamayın dedim” diyerek kocasına durumu anlatınca, onu canından çok seven kocası, çocuğunun ve hanımının mağduriyetini bildiği için bize bir kez daha APS ile mektup göndermiş. Uzunca mektubunda özetle diyor ki:
“Feridun Ağabey öncelikle size ne kadar teşekkür etsem azdır. Size cezaevinden mektup yazmıştım. 8 yaşındaki oğlumun hatalı sünnet sebebiyle tüm birikimimizi tedavisine harcamıştık. Sıkıntılarımız bitti, derken Yargıtay’dan kesilmiş cezam onanınca cezaevine gitmek zorunda kaldım. Eşim dört yıldır oğluma bakıyor ve onur ve haysiyetiyle temizliğe giderek ocağımızı tüttürmeye çalışıyor. Geçtiğimiz gün ziyaretime gelirken yolda düşüp ayağını kırınca, iki aydır çalışamaz hâle geldi ve geçimimizi sağlayacak kimsemiz yok. Kiramızı çok şükür devletimiz ödüyor ama ayağı iyileşene kadar iaşemizi, elektrik su doğalgaz faturamızı vb. ödemek için bir defalığına 1500 TL kadar nakdi yardıma ihtiyacımız var, demiştim. Eşim ise gerçekten mağdur olmamıza rağmen 'bizden daha muhtaç olanların hakkını almayalım' diyerek bu isteğimin köşenizde yayınlanmasını istememiş. Ama o öyle söylese de gerçekten çok mağdur durumdalar Feridun Ağabey. Hapisteyim ve çocuğumla annesinin o şekilde mağdur olmasına dayanamıyorum. İletişim bilgilerim, çocuğumun raporu ve ailecek nüfus kayıt örneğimizin fotokopisini de size gönderdim. Bu konuda hayır sahiplerinden bir defalığına aileme yardım etmek isteyen olursa bu yardımı bize sağlar mısınız?”
Bursa’da yaşayan, fedakâr olduğu kadar kul hakkına dikkat eden, kendine lazım olduğu hâlde "daha muhtaç olan vardır" duygusu taşıyan bu anneyi tebrik ediyor, ayrıca kadına şiddet uygulayan nice vicdansızların olduğu bu dönemde, hapisteyken bile eşini ve çocuğunu düşünen kardeşimize de “Allah kurtarsın” diyerek bu aileyi hayır sahiplerine duyuruyoruz.
 
 
Fethiye Günlükbaşı yolundaki kavşak
 
Burası Muğla iline bağlı Fethiye ilçesi. Bu kadar berbat trafiği bir başka yerde görmedim. İki üç ana yol var, bunlardan biri de Fethiye-Günlükbaşı yolu. Muğla makasından Günlükbaşı yönünde 200 metrede dört yol kavşağı var. İki anayol ikisi de tali yol. Bu dört yolun sekiz yönü var ve bu kavşakta 4 yolun sürücüleri burun buruna kalıyor. Anayoldan gelen mikser araçlarının heybetli gelişleri bir başka.
Zannederim Fethiye’de bu işle uğraşan bir devlet kurumu yok. Lütfen Muğla Valiliğine bu işe bir çare bulmasını, şayet valilik de ilgilenmiyorsa Başbakanlığa iletilmesini arz ediyorum.
          Bir kavşak sakini-Muğla
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.