“Aras Kargo yöneticilerine sesleniyorum”

A -
A +

Ankara'nın Altındağ ilçesinden gönderilen, 30 kitap içeren paketim 7 gündür Etimesgut ilçesindeki adresime ulaştırılamadı. Bu durumu en basit hâliyle müşteriye değer vermemek olarak kabul ediyorum. Aras Kargo yöneticilerinden bir an önce mağduriyetimi gidermek hususunda ilgili şube sorumlularıyla irtibata geçmesini kitap kargomun tarafıma bir an önce ulaştırılmasını bekliyorum. Saygılarımla.

 

     Ali Özdemir

 

 

Kurumsal olacaksan, halkla iletişimin aksamayacak

 

 

Feridun Ağabey, Küçükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi karşısında, bir dönercimizden İskender yedim. Daha doğrusu yiyemedim. Eti kupkuru, ekmeği hamur idi. Ekmekler su içinde yüzüyordu. Lezzeti kötüydü. Tereyağından da şüpheliyim. Hayatımda böyle berbat bir menü görmedim desem yeridir. Bu firmamızın kurumsal bir firma olduğunu biliyorum. Birçok şubesinde de gerçekten çok kaliteli ve leziz dönerlerini yedik. Buraya da bu kalite üzerinden geldik. Ama bu şube aynı kaliteyi tutturmak için biraz gayret göstermeli. Benim üzüntüm ise bu durumu kendilerine kendi sosyal medya hesaplarından belirtmekti. Ulaşamadım. Olabilir, o an bir sorun yaşanmıştır. Bir yeni eleman acemiliğine denk gelmişizdir. Üründe bir sıkıntı yaşanmıştır. Hepsine eyvallah. Ama durumu sosyal medya hesabından anlatmak istedim kapatmışlar. Telefon ettim ki durumu bildireyim ama şikâyet hattı sürekli meşgule düşüyor. Diyorum ki kurumsal olarak hizmet vermeye niyetlenen firmalarımız önce halkla iletişimi kurmalı...

 

     İsmi mahfuz bir okur

 

 

Amaç ceza kesmek mi trafiği rahatlatmak mı?

 

 

Trafiği rahatlatmak(!) için araç çekiyordu. Çekilen aracın hemen iki arkasında kocaman bir kamyon park etmişti. Çekicinin iki katı büyüklüğünde... Fıkra gibi... Kamera şakası gibi.

 

Gücü gücü yetene konusuna verilecek güzel bir örnek gibi...

 

Abiciğim saçmalığın hangi birini sıralayayım? Bir kere otopark sorununu çözememişsen vatandaş otosunu cebine koyacak hâli yok, ister istemez yol kenarı arayacak. Bir diğer konu ise eşitsizlik. Yol boyu onlarca araba var. Park yasağı ise hepsine yasak değil mi? O hâlde çekeceksen hepsini çekeceksin. Çekmeyeceksen hiçbirini çekmeyeceksin. Onlarca aracı bir çekiciyle çek çek biter mi? Bir kere kendin araç çekme anında trafiği kendin engelliyorsun. Ardından daha sen çekip götürürken birisi gelip oraya park ediyor. Hem de bir park yeri buldum diye sevinerek. Oltayla denk gelen balık misali aracını çektiğin kişiye de sadece ceza kesmiş olmuyorsun o gününü zehir ediyorsun. Aracı çalındı mı çekildi mi öğrenene kadar şok yaşıyor. Ağabey, tırı çekemiyorsun, kamyonu çekemiyorsun. Diyorsun ki: “Onlara da ceza yazıyorum.” E o zaman diğer araçları da çekme, onlara da yasak park etmekten dolayı ceza yaz. Hem böylece hepsine birden yazmış olursun. Herkese eşit muamele yapmış olursun.

 

Aksi takdirde bu iş sorunu çözmeye odaklı bir uygulama değil. Modası geçmiş, çağ dışı bir uygulama! Çözüm önerimi getiriyorum. Nasıl ki İSPARK görevlisi yol boyu park eden her aracı hemen görüyor ve kayda alabiliyorsa bir görevli de yanlış yere park eden aracı hemen uyarsın. Ceza kesilecek durumda olana da cezasını kessin. Araç çekme ancak bir kaza yaşandığında yol kapandığında doğal afet gibi ölüm kalım gibi durumlarda yolu açmak için uygulansın. Trafiği çekici ile rahatlatma uygulaması yeniden gözden geçirilsin. Saygılarımla.

 

     Selim Ulubatlı

 

 

 

 

Tozkoparan İskender'in bile geçemediği okçu!..

 

 

"Feridun Ağabey, tarihî bir bilgi konusunda yardım isteyeceğim. Bursa’da yaşamış ve muhtemelen İstanbul’un fethine Ulubatlı Hasan ile birlikte katılmış ve kendisi de okçu olan, hatta dünyada attığı ok konusunda rekoru kırılamayan Tozkoporan İskender’in geçemediği tek okçu olarak da söylenen, mezarı da Çemberlitaş’ta Fuat Paşa Camii haziresinde bulunan Bursalı Süca diye bilinen levent hakkında bir kaynak bilgiye nereden ulaşabilirim?” diyen değerli okuyucumuz detaylı bilgiyi tarihçilerimize havale ediyoruz. Bizimle paylaşan olursa yine buradan açıklarız. Özet olarak Marmara Ata Sporları Federasyonunun internet sitesinde “Bursalı Şüca, 1482 yılında Bursa Harmancık ilçesine bağlı Okçular köyünde dünyaya gelmiştir. Bu köy Osmanlı ordusuna okçu yetiştirmek amacı ile kurulmuş bir köydü. Şüca’nın ailesi bu köye Bosna’dan gelerek yerleşmişti. Asıl adı Abdi olup, yiğitliği ve ok atmadaki üstün becerisi nedeni ile kendisine 'Şüca' lakabı verilmiştir. Sözünün eri, düşkünleri koruyan, cesur ve sevilen bir kemankeşti. Osmanlı tarihindeki en önemli üç okçudan biri olduğu varsayılır. En başarılı atışını 68 yaşındayken lodos menzilinde 1271.5 geze (839 m) ok uçurarak yaptı. Bursa’nın namlı kemankeşlerinden Kasım Ağa’nın öğrencisi olan Şüca’nın meydanlardaki en büyük rakibi Tozkoparan İskender idi. 

 

Aralarındaki tatlı rekabet dilden dile anlatıldı.

 

Örneğin ne zaman Yıldız Menzili konu edilse, Tozkoparan İskender: "Şüca'ya bir yay boyu yakın attım ve onu geçebilmek için de tam on yıl çalıştım." dermiş. Tozkopran Şüca’nın Lodos menzilini de kırmayı çok istemiş ancak başaramamıştı. Ölüm döşeğinde bile, "Ah! Şüca'nın Lodos Menzili" diye hayıflandığı rivayet edilir" diye yazmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.