Çocuğunuzu yazın uygun bir işe gönderiniz

A -
A +

◾️Eli işe yatkın, becerikli, üretimin değerini bilen, tutumlu yaşayan, ekonomiyi anlayan insan yetiştirmek istiyorsanız 13-14 yaşını geçen evladınızı yaz tatilinde bir iş yerine veriniz.

 

Tamirciler, atölyeler, mağazalar, marketler, küçük fabrikalar çok güzel ortamlardır. Evde sürekli olarak kapalı kalan, sapkın bilgisayar oyunlarına dalan çocuklar “iletişimsiz, donuk, asosyal, otistik, duygusuz” tiplere dönüşmektedir.

 

İş için gönderdiğiniz yerlerden para da talep etmeyiniz. Küçük ve orta boy işletmeler zaten zor ayakta durmaktadır. Elektrikçi, elektronikçi, bilgisayarcı, marangoz, sıhhi tesisatçı, oto tamirci, klimacı, çiçekçi, börekçi, seracı, kaynakçı vb. meslekleri icra edenler verimli çalıştıklarında hekim, savcı, hâkim, öğretmen, avukat vb. yüksek kazançlar elde edebiliyorlar.

 

Her çocuktan hekim, vali, kaymakam, avukat, mühendis olmaz. Evladınızın zekâ, eğilim, yetenek durumunu iyi analiz ediniz. Resme merakı olmayandan ressam olmaz. Müzik yeteneği olmayandan şarkıcı çıkmaz.

 

1982 yılında, lise 1. sınıftayken, yazın bir elektrik şirketinde çırak olarak çalışmaya başladım. Üniversite bitene kadar, 7 yıl boyunca her yaz aynı iş yerinde çırak/kalfa olarak çalıştım. Elektrikle ilgili öğrendiklerimin çoğu bu firmanın sayesinde olmuştur.

 

Kız, erkek fark etmez. Üreten bir ulus olabilmemiz için yılın 12 ayı üretim sürecinde olmalıyız. 9 ay okula giden çocuklar zihinsel olarak yorulmuş olabilir. "Bedensel çalışmalar" yorgunluğun giderilmesi için en iyi çaredir.

 

56 yaşındayım. Hâlâ izin günlerinde bile çalışıyorum. Kahve köşelerinde miskince kâğıt oyunlarına dalan, parklarda akşama kadar aylak aylak oturan bir toplumdan hayır gelmez.

 

Son söz: Emek için çekilmiş her şey değerlidir. (Mimar Sinan)

 

     Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar

 

 

Kişiselleştireceğim ama interneti kullanamıyorum

 

 

Çocuğunuzu yazın uygun bir işe gönderiniz

 

◾️İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin www.kisisellestirme.istanbulkart ile ilgili olarak bu adreslerden gerekli bilgiler doldurularak kartların kişiselleştirilebileceği belirtiliyor. Ayrıca 153 ile iletişime geçilerek de kartların kişiselleştirme işlemi yapılabilecek deniliyor. Bu konuda belediyenin verdiği hizmet için teşekkür ediyorum. Ancak bir babaanne olarak kişiselleştirilmiş adıma tanımlanacak İstanbul kart müracaatı için gittiğimde görevli çocuklar doğal hâliyle bana bir matbu kâğıt verdiler. “Teyzeciğim burada yazılan sıralamayla internetten bu kart bilgilerini doldurup kartını kişiselleştirebilirsin” dediler. Kendilerine “Evladım, ben internetten birkaç kez denedim kullanımdaki yetersizliğim sebebiyle başarılı olamıyorum” dediğimde yardım alarak yapmaya çalışın, buradan yapamıyoruz” dediler. Alo 153’ü de arasam hem telefonda konuşup hem bilgileri aynı telefonda işleyebilmem benim için mümkün değil. Sizin aracılığınızla bir ricada bulunsam, gençliğin internet kullanım konusunda sıkıntısı yok ama en azından bizim gibi yaşlılar için o kart müracaatı yapılan yerlerde internet üzerinden bilgilerimizi alarak kartımızı onaylatarak teslim etme hizmeti de verilse çok mu külfetli olur? İnanın ne zamandan beri kendim kendi kişiselleştirme bilgilerimi internet üzerinden yapamadığım için kart alamadım. Bu konuda yetkililerimizden yardım talep ediyorum. Saygılarımla...

 

     Rumuz: “Babaanne”

 

 

Bu kadar pişkinliğe pes doğrusu!

 

 

◾️Feridun Ağabey, gel de kahrolma. Adam tüm dünyayı aldatmış: "Sosyal mesafe ve maskeyi ben uydurdum" demiş. Aslında "son yüzyılın en büyük sahtekârı ödülü"ne aday olabilecek olan Dr. Fauci ve onun adına konuştuğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hâlen dünyaya yön veriyor.

 

Haşmet Babaoğlu'nun tanımı ile "Pandemi Papa"sı Dr. Fauci "Sosyal mesafe kuralları ve çocuklarda da maske kullanma gerekliliğini ben uydurdum" demiş. O günlerde "bunlar saçmalık. Maske, mesafe numaraları aptalca işler. Sadece toplumsal düşmanlaşmaya ve korkunun yayılmasına yol açıyor" diye itiraz edenlere; “Siz doktor musunuz?" diye itiraz edip kurallara sıkı sıkıya uymaya çağıran, toplu taşıma araçlarında ağzında maske olmayınca neredeyse kişiyi linç etmeye çalışan entelektüel tiplere, bugün “doktor değiliz ama sahtekârlığı anlayabilecek kadar basiretimiz var” diyesimiz geliyor...

 

     Ahmet H. Ç.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.