Söylediklerinin hiçbirisine katılmıyorum

A -
A +

Merhaba Feridun Ağabey... Köşenizde yazısı yayınlanan Sn. Özdemir'in eğitime dair yazdıklarını hiç tutarlı bulmadığımı belirterek başlamak ve verdiği örnek isimlerin dediklerine tamamen karşı olduğumuzu söylemek için yazıyorum:

 

Sayın İsmet Özel’i biliriz, eğitimle uşaklığı bir tutmasına şaştım, uşak olmasan ve iş sahibi olsan da yanında çalışanlar senin uşağın bu eğitimli de olsa aynı eğitimsiz de olsa aynı ve bu yalnızca Türkiye’de değil dünyada da böyle ve bu bir kural...

 

Okul bir reklam ajansıdır diyen İllich'e, okullar yaptıkları reklamları ile kendini tanıtıyor ve öğrencisi o okulun tanınması ve tercih edilmesine sebep oluyor, bir nevi reklam yüzü gibi... Öğrenci başarısı=okul başarısı...

 

Sn. Shaw'ın dediği de çok saçma... Eğitimine okul yüzünden ara vermek zorunda kalmış. Yani istediği bölümde okuyamadığından dert yandığını söylüyor. Ülkede pek çok kimse istediğini değil baba veya annesinin dediğini zorlanarak ve isteksiz okuyor. Bu da sonucun mutsuz olmasına sebep Sn. Shaw gibi...

 

Sn. Ustinow da çok saçmalamış... Öğrenilenler zaten istense de istenmese de zaman geçtikçe unutuluyor. Bunun için harcadığı zaman esas kayıp yıllar...

 

Örnekler vererek gelen Sayın Özdemir yazdıklarını şahsi fikriyle; okul yetenekleri körelten, vakti israf ettiren itaati öğreten diyerek bitirmiş...

 

İnanın Feridun Ağabey şu yazıyı okurken de cevap yazarken de çılgına döndüm ve Sayın Özdemir'i şu yazdığıyla tanıdım... Tutarsız bir yazı diye başlamıştım ya Sn. Özdemir’in eğitim konusunu da sorguladım. Bir yazılan yazıya bakılmalı bir de verilen cevaba... Teşekkür ederim...”

 

     Ömer Faruk Yıldız

 

 

 

 

 

İnsaf ve ahlakın tatile çıktığı serbest piyasa

 

 

 

“Üreticimizin 20 liraya mal ettiği fasulye, Sebze-Meyve Hali'ne geldiğinde 60-120 lira ve market raflarına vardığında 200 lira olmaktadır. 58 doğumlu bir vatandaş olarak bu yıllara kadar yaz dönemlerinde sebze ve meyvenin bollaştığını biliriz. Biz ömrümüz boyunca bu aylarda böyle bir şey görmedik. Bakınız fasulye 200 lira, limon 100 lira, biber 80 lira kiraz 80 lira vb. Bu fiyatları ne gördük ve de ne yaşadık. Bu fiyatların oluşmasında Sayın Tarım Bakanımızın beyanına göre insaf ve ahlak kurallarının devrede olması gerekiyormuş. Sayın Bakanımız çok haklı ama hangi ahlak ve insaftan bahsedilmektedir? Bu değerlerin ayaklar altına alındığı, tatile çıktığı bir toplumdan söz edebiliriz artık. İsteyenin istediği gibi fiyat çekerek vatandaşın cebini soyduğu bir ortam yaşanılmaktadır. Biz bakanlığımızdan vatandaşlarımızı bu kimselerin insafına bırakılmamasını talep ediyoruz. Yıllardır konuşulan bir Hal Yasası vardı acaba ne durumdadır? Serbest piyasada bu kadar serbestliğin sonu nereye varacaktır? Bu fahiş fiyat terörünün durması ve vatandaşlar olarak bir an önce nefes almamızın sağlanması için gerekli tedbirlerin acilen alınmasını diliyorum, saygılarımla.”

 

     Erol Bağlı

 

 

 

 

 

Enflasyonda tuzu kuru olanlar rahat

 

 

 

Feridun Ağabey, bugünkü gazetede okuyucunuzun yüksek fiyatlar ile ilgili yazısı yayınlandı. “Maliyetlerden çok ahlaksızlık yüksek" diyor. Doğru diyor. Dolar, petrol son 1 yılda %23 yükseldi ama enflasyon bunun 3 katı. Enflasyonu körükleyen bu otomatik zamcılardır.

 

Tabii bunların enflasyondan zararı yok, tuzları kuru. Çünkü şikâyete konu fazla parayı devşirenler. Saygılar.

 

     Yıldırım Başal

 

 

 

 

 

Ceza yazarak sorunlarımızı çözemeyiz

 

 

 

Ülkemizde pandemi döneminden sonra doların yükselmesi kiraların aşırı şekilde yükselmesi vatandaşın ödeyemeyeceği rakamlara çıkması ülkemizde halkımızın ihtiyaç maddesi ne varsa fiyatlarının aşırı şekilde yükselmesi halkımızı esnafımızı sıkıntıya sokmuştur.

 

Vatandaş olarak önerimdir. Devletimizin de üzerinde durduğu kayıt dışı ekonomi ülkemizde kayıt dışı denilen sorunların başında sigorta primlerinin yüksek oluşu geliyor. Şöyle baktığımızda ülkemizde 3 çeşit esnaf var. Küçük esnaf, orta ölçekli esnaf, büyük esnaf. Günümüzde uygulanan sigorta primi de buna göre üçe bölünmeli ve küçük esnafın sigorta primi üç bin lira olmalı, orta ölçekli esnafın sigorta primi dört bin lira olmalı; büyük esnafın sigorta primi beş bin lira olmalı. Devletimiz işverenlere “şu kadar işçi çalıştırırsan sigorta priminin yarısını devlet öder” deniliyordu. Devletimiz prim ödemesin. Her işveren primini kendi ödesin ama sigorta primleri vatandaşın ödeyebileceği rakamlara düşürülsün. Ülkemiz bir uçtan bir uca esnaf... Esnaflarımız ülkemizin can damarıdır... Ülkemizde ceza yazarak sorunlarımızı çözemeyiz. Devletimiz esnaf gruplarına seminerler düzenleyerek esnaf devlet yüz yüze görüşerek konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz. Ceza yazarak değil. Her şey devletimizin milletimizin huzuru mutluluğu için olmalı. Vatandaş olarak önerimdir karar yetkililerimizin. Saygılarımla.

 

     Nöbetçi Vatandaş Hüseyin Aksu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.