‘Popülist' çılgınlıklar!..

Sayılamayacak kadar güzelliklerine; başta insanına, toprağına, suyuna, havasına, denizine ve bereketine sahip olan istisna bir ülkeyiz. Bu tarih ve kültür mozaiğini ifadeye ömür yetmez. Ve şu anda kar taneleriyle yurdun dört bir tarafındanki kutsal toprakları bembeyaz bir örtü sarmalamış durumda. Sarmalanmaya, yardıma, yönlendirilmeye ve merhamete en çok ihtiyaç duyan varlık insanoğlu. Bazı meslekler vardır, kar-kış, savaş, âfet demeden yirmi dört saat görev ve mesai gerektirir. Bu meslek dallarını ve kurumlarını şimdi sıralamaya kalksak sayfalar yetmez. Ama bazı meslek dalları da vardır ki, olağanüstü hallerde bizleri haberdar eder ve yönlendirir. Bunların en önde geleni de Radyo ve TV kuruluşlarıyla gazetelerdir. Toplumları yanlış yönlendirmede özellikle özel yayın yapan bazı TV kuruluşları maâlesef genellikle başı çekiyor günümüzde. Geçen hafta gazetemiz, "Televole Batağı" manşetiyle verdiği ve sürdürdüğü haberleriyle bu yayın yozlaşmasını pek isabetli bir biçimde vurgulamıştı. "Televole çılgınlıkları"nı bu köşe aracılığıyla ve her yönüyle ele alıp defalarca eleştirmiş ve toplumun tepkilerine tercüman olmuştuk. Şimdilerde ise, biri bitmeden yenisi başlayan bir "Popstar" çılgınlığı yaşanıyor TV kanallarında ve dolayısıyla -birbirleriyle iç içe olan- "Televole ve Magazin" haberlerinde de. Başta geleceğimizin teminatı olan biricik yavrucaklarımız ve gençlerimizde, olağanüstü bir özentiyle, bu tür "Popülist" zihniyet ve uygulamaların modelleyicisi ve kurbanı oluyorlar sonuçta. Yerli dizilerin bir çoğu da aynı yolun yolcusu... Sonuçta; gençliğe, aileye, anaya, babaya ve kişiye örnek olabilecek program sayısı yok denecek kadar az. Birileri, bu göz, ses, beyin ve gönül kirliliğine, ne zaman "Dur" diyecek acaba?!..