Ömür dediğin, işte böyle geçip gidiyor... Aslında göz açıp kapayıncaya kadar... 'Milenyum' yılı dedikleri 2000 yılından bu yana, dile kolay; tam on yıl geçti... İşte gerçek ve 2010 yılı!!... Bu müthiş dünya gerçeği karşısında sürekli hatırlamamız gereken çok önemli bir söz var; "Sevelim, Sevilelim, Dünya Kimseye Kalmaz!..." Büyük erenlerden Yunus Emre'nin, asırlar önce gönlünden sarf ettiği bu kelâm, ne kadar da evrensel bir mânâ taşıyor!... 14 asır öncesinde Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.), "Kim Kendini Bilirse, O Rabbini bilir" hadis-i şerifini buyururken, hangi İlâhî mesajı ve gerçeği vurguluyordu?!... Peki bizler; asırlar öncesinden günümüze Âdemoğlu, ne durumdayız hangi yolda ve hangi âlemdeyiz?!... Yerimizde mi sayıyoruz, yoksa daha mı bir gerideyiz?!... Özellikle kitle iletişim araçlarının en başında gelen ve adına "Sihirli Kutu" denilen; gelmiş geçmiş en güçlü propaganda gücüne ve aracına sâhip olan bu muammâ aygıt, bugüne kadar -İnsanlık Adına- acabâ hangi işlere yaradı?!.. Ne yazık ki; kafa karıştırmaktan, beyni sulandırmaktan ve uyuşturmaktan, duyguları sömürmekten, insan düşüncesini ve psikolojisini yönlendirmekten ve dolayısıyla bir reyting sömürüsü ve buna bağlı bir rant oluşumunu yaşatmaktan başka pek bir işe yaramadı. Kötümser bir masaj verdiğimi aslâ düşünmeyin ama diyeceğim şu; bu gidişatla kanaâti, muhabbeti, rûhu ve kaliteyi beklemek, neredeyse hülyâ oldu!... Günümüzde buna 'ütopya' diyorlar. Yani hiçbirimiz boş hayâllere dalmayalım şu günümüz şartlarında!... Ancak... Yıllardır; özlemle, aklı başında bir biçimde ve toplum menfaâti doğrultusunda çıkmasını beklediğimiz, ülkemizdeki bütün TV ve Radyo'larının; şu "Kanal ve Frekans Tashihi Kanûnu" gerçekleşirse, işte ancak o zaman, gönül rahatlığıyla, TV kanallarını izlemenin keyfini ve yararını yaşayabiliriz kanaâtini taşıyorum!.. 2010 yılının ülkemize, toplumumuza ve bütün âile bireylerine, sağlık ve huzur dolu günler getirmesini cân-ı gönülden temenni ederim!!...