"25. Kare" muammâsı?!.. -1-

A -
A +

Bu haftadan itibaren "Sihirli kutu" adı verilen, bütün dünyayı evimize taşıyan, yayınlarından bir türlü memnun olamadığımız ancak buna rağmen bağımlısı olduğumuz ve seyrini bilinçsiz bir biçimde tükettiğimiz televizyonun, pek de bilinmeyen yönlerinden hazırladığım bir yazı dizisine başlıyorum... Televizyon, eğitim ve propaganda alanlarında en güçlü yayın organlarının en başında yer alır. Televizyonun gücünü sosyolojik açıdan ölçmek için çeşitli araştırmalar yapılmış, bu yayın organının etkisinin radyo, sinema ve basının birleşik etkisinden daha üstün olduğu sonucuna varılmıştır. Televizyon öyle güçlü bir kitle iletişim aracıdır ki, bilgilendirir, eğlendirir, yönlendirir, moral ve motivasyonu ayakta tutabilir ama bir o kadar da zihinleri esir alabilir, dumura uğratabilir hattâ bir toplumda infiâl uyandırabilir. Bunlar arasından en etkili olanı, bilinçaltına gizli mesaj yerleştirme yöntemi olan "25. Kare" örneğini verebiliriz. Peki, "25. Kare" nedir? İnsanın o anda fark edemediği, başka bir ögenin içine gizlenen ve bilinçaltı tarafından algılandığı öne sürülen mesajlara "Subliminal Mesajlar" deniliyor. Bunlar; film ya da reklâmlarda gözün görüp beyne sinyal gönderemeyeceği fakat bilinçaltının algılayabileceği hızdaki, 25. Kare görüntüleri ve farklı objelerin bir araya gelmesiyle bilinçaltında oluşan toplu resimlerdir. İnsan gözü, doğası gereği saniyede en fazla 24 kareyi algılayabilmektedir. Ve bu kareleri birbirine benzeterek akıcı ve doğal olan görüntüleri beyninde oluşturur. İşte bu noktada film ya da reklâm tasarlarken 25. Kareyi kullanan kişiler bu kareyi, yerleştirdikleri görüntüye esas fikirlerini koyarak bunun bilinçaltı tarafından algılanmasını sağlar. Peki, maksat nedir? Bunun cevaplarına da önümüzdeki hafta değineceğiz değerli okurlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.