İnsan gözü saniyede 24 kare algılayabiliyor. 25. kare ise bilinçaltımıza yazılıyor. İşte bu muammânın adı da "25. Kare". Resmî bir durum olarak kabul edilmemesine rağmen, yapılan araştırmalar, kanıtlar ve sonuçlar "25. Kare"nin, bir muammâ olmadığı yönünde. Örneğin; 1957 yılında market araştırmacısı James Vicary, sinema ekranında çok hızlı bir şekilde parlayan mesajların gıda üzerindeki tercihlerini etkilediğini belirtti. Ve ilk olarak "bilinçaltı reklâm" (subliminal advertisement) tanımlamasını kullandı. Vicary, yaptığı araştırmada takistoskop adı verilen cihazla filmlerin arasına "Cola İç", "Patlamış Mısır Ye" mesajları yerleştirdi. Bu mesajlar, saniyenin 1/3000 kadar kısa bir sürede görünüyor ve her beş saniyede bir tekrarlanıyordu. Bu filmin arkasından satışların % 18.1 ile % 57.5 arasında arttığı gözlemlenmiş. (Kaynak; bilinçaltı reklâm veya 25. Kare. İnternete girin daha detaylı inceleyin, araştırın) İşte bu ve benzeri yöntemlerle dünyamızda TV kanalları veya sinema aracılığıyla insanoğluna bilinçaltı yönlendirmeleri yapılabiliyor. Sadece görüntülerle de değil, şarkılarla da oynayabiliyorlar. Örneğin, kimi 'heavy metal' şarkılarının çoğunluğunda 'şeytan' fikrinin işlendiği de belirlenmiş. Biraz daha araştırıp ötelere gittiğinizde istediğiniz mp3'leri bile oluşturmanın programları olduğuna dair kanıtlar bulmanız da mümkün. İşte, bu dudak uçuklatan teknik aldatmacalar karşısında televizyon karşısındaki duruşumuzu nasıl kontrol altına alacağımıza dair diğer çarpıcı örnekleri de, siz değerli okurlarıma haftaya sunabilmek ümidiyle...