"Akıllı İşaretler"

"Ağaç yaşken eğilir" atasözünü boşuna söylememişler. Çocuk dünyaya geldiğinden beri kendi vücudundan başlayarak çevresini tanımaya, incelemeye ve algılamaya başlar. Başkalarında gördüklerini kendi de taklit ederek denemeye çalışır. Neyi görürse mutlaka o da onu denemeye çalışacaktır. Şimdi bir de şöyle düşünün; bir çocuk bebekliğinden itibaren evde televizyonla büyüyor. Ancak anne ve baba ev içerisinde kendi tercihlerini kullanarak TV seyrediyor ya da müzik dinliyor. Bebek ve çocuklarında bu ortama tâbi olduğunu düşünün. Tertemiz o dimağın ve körpecik beyinlerin gelişme sürecindeki âkıbetini tahmin etmek pekâlâ mümkün. Çocuklar düz mantığa sahip olduklarından hep soru sorarlar ve mutlakâ cevabını öğrenmek isterler. Kendi tercihlerimizle uzun saâtler TV seyrediyorken çocuklardan gelen her tür soruya karşı hangi cevapları verebiliyoruz?!... "Anne bu amca kadına niye bağırdı ya da vurdu" şeklindeki basit bir soruya karşılık onun dünyasına uygun nasıl bir açıklama getirebiliyoruz?!... "Sen geç şuraya veya odana oyuncaklarınla oyna, küçükler böyle sorular sormaz!" tarzına benzer cevaplar verilmiyor mu genellikle?!... Şiddet ve abuk sabuk görüntüler içeren filmleri çocuklarımızla birlikte seyrederken onların dünyasında olup bitenden haberdar mıyız?!... RTÜK Başkan Yardımcısı Zâkir Avşar, yapılan araştırmalara göre Türkiye'de çocukların günde ortalama dört saât TV izlediğini kaydediyor. Çocukların yayınları izlediği saâtlerdeki programların sözel, fiziksel ve psikolojik şiddet içerdiğini ifâde eden Avşar, RTÜK'ün müeyyidelerinin yaptırımının fazla olmadığını anladıklarını söyledi. 2005 yılı sonunda çocuklar için "Akıllı İşaretler" isimli bir uygulama başlatacaklarını belirten Avşar, "Bireylerin elinde uzaktan kumanda var. Şikâyet edilen bir program varsa izlenmemeli" diyerek sözlerini tamamladı. Bu arada RTÜK, yayın ve programdan sorumlu TV kurmaylarını sağlıklı bir gelecek nesil için, nitelikli çocuk ve gençlik programları gerçekleştirmek zorunda da bıraksa!...