Bilinçli ve seçici seyirci

A -
A +

İletişim profesörü Herbert Schiller "Zihin Yönlendirenler" adlı kitabında der ki; TV, bireysel pasifliği teşvik eden araçların sonuncusu ve en etkin olanıdır. TV izleyicileriyle ilgili olarak yapılan istatistiklerin sonuçları dehşet vericidir. Amerikalılar her hafta yüzmilyonlarca, her sene milyarlarca saâtlerini parmaklarını bile oynatmadan akıl almaz bir üşengençlik içerisinde televizyonlarının karşısında geçirmektedir. İş, milyonlarca insanın fiziksel açıdan pasifizme itelenmesi ile de bitmemektedir. Zihinsel faaliyetler dumura uğramakta, ardı arkası gelmez saçma sapan programlar izleyenlerin zekasını köreltmekte, insanlar etrafına kritik eder bir gözle bakamamaktadır." Schiller bu görüş ve tesbitlerini yine TV ile ilgili yazılar yazan Rudolph Arnheim 'in kitabındaki şu sözleriyle pekiştirir; "Televizyonun karakteristiklerinden biri, onu açmanız ekrana ne gelirse gelsin seyretmeniz ve dipsiz bir pasifizm kuyusunun ışıksız karanlıklarına doğru kaymaya başlamanızdır. Sanki birileri beşiğinizi sallıyor, birileri kıpırdamamanız için sizi teşvik ediyordur. Gözleriniz açık olsa da beyninizin pencereleri kapanmaktadır. Beyniniz, alışılagelmişliğin dışında bir yoldan meşgûl, meşgûl ne kelime işgal edilmektedir. Ve artık, sizi harekete geçirecek duygularınız geçen uzun saâtler sonucunda dumura uğramıştır." İşte, en etkin kitle iletişim aracı olarak kabul edilen televizyon, insanı bilgilendirme, eğitme, eğlendirme ve moral verme gibi pek çok olumlu katkılarının yanı sıra yukarıdaki çok önemli iki tesbitten de anlaşılacağı üzere bir o kadar da olumsuz güçlere sahip. Ne yapıp ne edelim, şu sihirli kutuyu bilinçli ve seçici izleyelim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.