Çok geç kalmadan!..

A -
A +

Dünya cenneti olan ülkemizde ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitime dayalı sorunların görev ve sorumlulukları elbette ki devletin, hükümetin ve meclisin yetkililerine aittir. Ancak bütün bu görev ve sorumluluklar aynı zamanda da ülkemizin sivil kuruluşlarının desteği ve faâliyetleriyle bir anlam kazanır. Yani, her kurum ve kuruluş yurdunun ve vatandaşının en sağlıklı, müreffeh ve huzurlu bir biçimde hayatını idâme ettirebilmesi için var olmalıdır. Adına dördüncü kuvvet de denilen ve günümüzde en etkili propaganda aracı olarak nitelenen TV kanalları kanaâtimce ülkemizin en ön safında yer almaktadır. Diler ve isterse bir insanı ya da bir olayı rezil de, vezir de edebilecek kadar yönlendirme gücüne sahip olan TV kanallarımızı hiç de yabana atmayalım!.. Eski bir TV ve Radyo yayıncısı ve spikeri olarak kişisel kanaâtimi vurgulamak isterim: TV kanalları dilerse ve isterse, ülkemizde cereyan eden; (üstelik akşam vakti o haber bültenlerinden sofrada yemek yerken izlemek zorunda kaldığımız) gasp, kapkaç, cinayet, şiddet ve cehâlet olaylarına yön verebilir!.. Çocuğu, genci, yetişkini ve yaşlısı ayırt edilmeden; sadece haber, haber program ve röportajlarla da değil, diziler, açık oturumlar, kuşak programlar ve son derece etkili bir biçimde önceden hazırlanmış kısa kısa yayınlanacak olan tanıtım programlarıyla da çok önemli bir misyonu ülkemizin selâmeti adına gerçekleştirebilecek bir güçtedir TV kanallarımız!.. Çünkü TV kanal sahiplerinin, yöneticilerinin ve çalışanlarının da çocukları, torunları, yakınları ve yaşlıları da bu ülkede yaşıyor. Dolayısıyla sorunlar ucundan-bucağından, yayıncısından-izleyicisine kadar hepinizi ve hepimizi ilgilendiriyor... Uyumayalım beyler, bu ülke hepimizin. Yoksa bir gün her bakımdan birlikte âh çekeriz!!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.