Duyarlılıkla duygusallığı birbirine karıştırmayalım!..

A -
A +

Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in tâlîmâtıyla, Hakkâri'nin Dağlıca bölgesindeki terörist saldırılar ile ilgili radyo ve televizyon yayınlarının durdurulması, kanaâtimce son derece isabetli bir karardı. Hiç şüphesiz demokraside, televizyon ve televizyon yayınlarının, önceden verilmiş bir mahkeme kararı olmaksızın durdurulması tasvip edilip, onaylanabilecek bir durum değil. Bu durum çok farklı. Çünkü sapla samanı birbirine karıştıracak bir rahatlıkta ve devirde hiç değiliz. Bir yandan basın-yayın özgürlüğünü savunurken, bir yandan da radyo ve televizyon kanallarının -iğnenin deliğinden geçtiğimiz bu olağanüstü günlerimizde- çok daha duyarlı olmaları zaten gerekmiyor muydu?!... Nitekim, RTÜK'ün bu konudaki açıklamasında, yayınların durdurulma gerekçesinin "güvenlik güçlerinin morallerinin yüksek tutulması, güvenlik güçlerine yönelik bir zaaf imajı ve halkın moral değerlerini olumsuz yönde etkileyen yayın anlayışı" başlıklarının da altı böylece bariz bir biçimde vurgulanmış oldu. Son derece yerinde bir karardı. Çünkü amaç, psikolojik bir savaş ortamında hem toplumsal moral değerlerin yüksek tutulmasını sağlamak, hem de teröre herhangi bir taktik açığının -çağımızın en güçlü silahı olan kitle iletişim araçlarımız aracılığıyla- verilmesini önlemektir. Meşakkâtli günlerden geçiyoruz. Hassasiyet ibresi bir hayli yükselmiş olan bu günlerimizde terör kadar tehlikeli olan bir düşman da infiâldir!!... Dikkât!!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.