Paparazzi programları, çokluğu ve uzunluğu bakımından herhalde reyting birincisidir. Yayınına bir başlıyor, saatler boyu temcit pilavı gibi aynı görüntüler dönüp duruyor. Saat olmuş gecenin 1'i ve hâlâ aynı görüntüler. Şu ünlülerimizin özel hayatları da olmasa, ne basında tiraj ne de TV kanallarında reyting kalır. Bazı ünlüler, yerlerini koruyabilmek adına özel yaşantılarını bu programlara sergilemekten hiç de rahatsızlık duymuyor. Yok bu ne yapmış, yok o ne demiş?!... Bu kavurucu sıcaklarda serinleme bahanesiyle havuz başı ve plajlarda arz-ı endâm eyleyen ünlülere, özellikle gençlerimiz ağzı bir karış açık ve imrenerek bakmıyor mu?!... Birçok bar ve konser görüntülerinde sergilenen o çılgınlıkları önemli bir kesim modellemek istemiyor mu?!... Bazı aileler, 14-15 yaşlarındaki çocuklarının, ellerinde içki kadehleriyle çılgın gibi eğlendiklerini bu programlar aracılığıyla hiç görmezler, hiç haberdâr olmazlar mı?!... Eğlence anlayışının çivisi çıkmış. Ünlerin bulunduğu çeşitli barlarda, konserlerde çığırından çıkmış bir şekilde eğlenmeye çalışan bu kesimi bu programlar aracılığıyla hemen herkes takip ediyor ki reklâmı ve reytingi çok. Kılığı, kıyafeti, konuşma tarzını özene bezene taklit eden ve onlar gibi yaşamak isteyen kesimlerin sayısı da günden güne artıyor... Sonuç olarak da bu konudaki önemli sorumluluk ve görevler gene TV kanallarının yayın anlayışına düşüyor. Nitelikli bir eğlence anlayışını benimsetme ve yönlendirme gücü, başta TV olmak üzere kitle iletişim araçlarının nitelikli bir yayın anlayışını önce kendisinde uygulamasından geçmez mi?!...