TV kanallarının haber bültenlerini takip etmek, günlük yaşantımızın ve alışkanlıklarımızın ayrılmaz parçalarından birini oluşturuyor. 2009 yılına çok sıcak gelişmelerle girdik. Daha 2009'u karşılamaya ramak kalmışken, İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonucu, binin üzerinde; çoğu sivil, çocuk ve kadın hayatını kaybederken, geride binlerce yaralı, on binlerce gözü yaşlı ve gönlü harap olmuş bir Filistin toplumu kaldı ne yazık ki!... İsrail, hiç acımadan Gazze'ye hunharca saldırdı, ezdi ve geçti maâlesef!... 2009 yılına işte böyle girdik. Haber bültenleri, 20 Ocaktaki yeni Amerikan Başkanı Obama'nın yemin töreninden itibaren bütün olup biteni bizlere yansıtırken, Ergenekon Dosyası da yeni gelişmelerle ülkemizdeki gündemin başköşesindeki yerini muhafaza etmeye devam ediyor... TV programlarına gelince... Bazı kanallarda birtakım yeni programlar yayınlanmaya başladı. Bu yeni programların değerlendirmelerini ilerleyen gün ve haftalarda ele alacağız elbette ama benim tekrar eleştirme ihtiyacını duyduğum bir programa iki lâf etmeden geçemeyeceğim. Show TV'de hafta içi her gün akşam vakti ekrana gelen şu "Yemekteyiz" adlı yapımdan söz ediyorum elbette!... Yahu kardeşim!... O ilden bu ile dolaşıp bölgesel ve yöresel yemekleri -güya tanıtmak amacıyla- insanların ağzını sulandırarak "On Bin TL" uğruna kızıştıracağına; fakir, fukarâyı ya da geçimini zor sağlayan insanları programına konuk etsen ve Allah ne verdiyse ve ağız tadıyla bu kişileri çoluk çocuğuyla birbirine misafir kılsan ve dahi bu parayı onlar arasında bölüştürsen, çok daha isabetli ve "sevap dolu" bir program işlemiş olmaz mısın?!... Kadınlar arası tartışma ve evlenme programları yetmiyormuşçasına şimdi de -masa başında doğru dürüst yemek yiyecek yerde- insanlar maâlesef birbirlerini yiyorlar!!... Dikkat et!... Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olabilirsin!!...