TV yayıncılığının dipsiz bir kuyu olmasından dolayı tek gelir kaynağı elbette ki reklâmlardır. İyisiyle-kötüsüyle, saçma olanı-olmayanıyla, bütün yapımları, reklâmlar sayesinde izleyebiliyoruz. Evet, izlediğimiz bütün dizi, film, yarışma, kuşak, belgesel ve haber bültenleri, aslında reklâmları izlediğimizden ya da izlemek zorunda bırakılmamızdan dolayı bizlere sunulmuş olan birer promosyondan başka bir şey değildir!.. Herhangi bir yapımın reklâm kuşağı devreye girdiğinde bir reyting düşüşü yaşadığından daha önce de söz etmiştim. Çünkü o esnâda ister istemez zaplama ya da başka bir eylemi gerçekleştirme imkânı doğar; çayları tazeleme, telefonla konuşma, ihtiyaç molası ve benzeri gibi şeyler... Ne yazık ki, evlerimizdeki konuşma, paylaşma ve muhabbet kısmı, aşırı TV seyretme bağımlılığından dolayı genellikle reklâm aralarına sıkıştırılır. Televizyonun olmadığı zamanlarda insanlar hiç sıkılmadıkları gibi iletişime, paylaşıma ve sohbete çokça vakit ayırırlardı. Çünkü o zamanlar, zaman fukarası da değildik; çok şey, bir başka bereketliydi!... Günümüzde davranışlar, ihtiyaçlar, iletişim tarzları, renkler ve zevkler format değiştirdi... En önemli değişim ve devrim ise teknoloji ve bilişim dünyasında oldu. Çünkü artık hemen herkesin bir cep telefonu, arabası, LCD televizyonu, bilgisayarı ve DVD'si var!!... Üstüne üstlük, ülkemize üç boyutlu televizyonlar da girmişse artık, bu durum, "Eski çamlar, bardak oldu" deyişini hatırlatır hepimize!... İyisiyle-kötüsüyle; doğal bir âlem, yerini sanal bir âleme terk etti. Bütün bu gelişmeleri görmezlikten gelme, olduğu gibi görmeme gibi bir lüksümüz de pek kalmadığına göre, artık sebep ve sonuçlarından önemli ölçüde ibretler alma ve tefekkür etme anlayışıyla hayatımızı idame ettirmek durumundayız hep birlikte!!.. 'Gönül Teknolojisi'ne ulaşabilmek ümidiyle, hepinize hayırlı pazarlar dilerim değerli okurlarım!!...