Farklı dilde yayın

A -
A +

Neden sonra TRT; Boşnakça, Çerkezce, Kirmanca, Zazaca, Arapça dillerinde yayına başladı. Yapılan açıklamaya göre; "Kültürel zenginliğimiz" adı ile yayınlanacak programlarda; haber, spor, belgesel, magazin ve müzik yayınlarının yer alacağı vurgulandı. Türkiyemiz malum bir imparatorluk bakiyesi... Cihan Devletimiz, daha bir asır öncesine kadar üç kıt'a, yedi iklime yayılmış geniş bir coğrafya üzerinde idi; parçalanıp yağmalandıktan sonra, onun külleri üzerinde genç Cumhuriyetimizi kurduk. Kurtuluş Savaşı ile yeniden yurt edindiğimiz şimdiki milli devletimizin toprakları, Cihan Devletimizin içinde yaşamakta iken hayatlarına, mallarına, namus ve ırzlarına kastedilen çeşitli kavim ve milletlerin cazibe merkezi oldu. Geçmişi kaşımanın yararı yok... 1861 senesinde (Sultan Abdülaziz Han devri) Kafkasya'dan başlayan göçler 1950'lere kadar devam etti. Bunların arasında en az Türkler kadar, Türk olmayan Müslüman unsurlar da vardı. Boşnaklar ve Arnavutlar gibi... Milli devletimiz o günkü şartları dikkate alarak içimizdeki bu kültürel zenginliği görmezlikten geldi! Bütün bunların haklı-haksız sebepleri olabilir. Burada bunları tartışacak değiliz. Zaten geçmişi kaşımanın bir yararı yoktur. Bugüne ve yarınlara bakmalıyız, iyisiyle kötüsüyle geçmiş geçmişte kalmıştır. Onları bilir ibret alır, kendimize dersler çıkarırız. Onları kaşıyıp kavga malzemesi yapmanın kimseye bir faydasının olmadığı defaatle görüldüğüne göre; ahmaklık yapmanın bir manası olmasa gerektir! Cihan Devletimizin inkırazından (yıkılıp yok olmasından) sonra da aynı iç ve dış tehditler bu kez genç Cumhuriyetimiz için tehlike olmaya devam etmiştir. Elân da bu tehlike devam etmektedir. Dolayısıyla devlet sistemimiz kendi güvenliği açısından rahat ve emin değildir. Her zaman vurguladığımız gibi, üzerinde yaşadığımız coğrafya çok çetin ve netamelidir. Geç bile kalındı!.. Bu coğrafyada ancak güçlü devletlerin hayat hakkı vardır. Güçsüz devletin bu denli kaygılar taşımasından daha tabii ne olabilir? Çok şükür; devletimiz güçlüdür ve bölgesinde istikrar unsurudur. Artık, bünyesinde taşıdığı kültürel zenginlikleri görüp değerlendirmesinde; onları yeşertip geliştirmesinde bir beis yoktur. Nitekim, bölücülüğün en azgın devrinde iki yüz bin adet basılan Kürtçe mevkuteler, okuyucu ve müşteri bulamadığından binlere kadar inmiş ve neticede kendi kendilerini kapatmışlardır. Tıpkı, merhum Özal zamanında Kürtçe plak ve kasetlerde olduğu gibi... Zaten, insan tabiatında yasağa karşı aşırı bir ilgi vardır. Yasağı kaldırıp serbestlik tanıyınca, ilgi git gide azalıyor ve olay, vaka-i adiyeden cümlesine dahil oluyor. Reklamlarda güzel bir söz vurgulanıyor; "kontrol edemediğiniz güç, güç değildir..." Devlet güçlü ve kontrolü elinde bulundurduğuna göre, eski vehimlere kapılmanın manası yoktur. Kanaatimizce; bu denli kültürel zenginliklerimizin ortaya çıkarılıp değerlendirilmesinde geç bile kalınmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.