TV yayınlarının canlı olarak ekrana gelen bazı açık oturumlarında zaman zaman "Türk Kültürü" de tartışma konusu oluyor... Türk kültürünün tartışılması ve masaya yatırılması iyi güzel de, hangi amaçla, nereye oturtulmak istendiği çok önemli?!... Yani herhangi bir konunun tartışılmasından öte, nasıl ele alındığı, daha esaslı ve önemli değil mi?!... Şu veya bu programda, Türk kültür, ahlâk ve aile yapısı ele alındığında, nedense herkes kendi işine geldiği gibi konuyu ele alıp cevap veriyor!... Ve sonuç olarak bu anlamlı kavramın adını, yüreklilikle kimse pek kolay kolay tanımlayamıyor?!... Oysa kavramları, somut örneklerle tanımlamak pekâlâ mümkün!... Örneğin biri diyebilir ki; "Ortaçağda akıl hastaları batıda zincire vurularak tedavi edilirken, bizde su sesi ve musikiyle tedavi ediliyordu!..." İşte Türk'ün şahsiyeti, efendiliği ve âdâbı!... En azından bu şahsiyet, efendilik ve âdaptan geriye neler kaldığını soracak ve cevaplayacak TV yayınlarına ve açık oturumlara ihtiyacımız yok mu?!... Bence birçok değer geçiştirilip, göz ardı ediliyor TV kanallarımızda!... Eh bu durumda ister istemez her türden iletişim yozlaşmasına sebebiyet veriyor; gencinden-yaşlısına, fakirinden-zenginine, kadınından-erkeğine, vekilinden-milletine ve dahi, her çeşit zümreye, şu Televizyon!... Toparlanalım hanımlar, beyler!... Vakit, uzlaşma vaktidir!... Asgari ölçülerde uzlaşma vaktidir!... "Reyting ve Rant" kaygısından arınma zamanıdır!... Her türden krize, tahrike, teşvike yönelik bilgi ve haber yerine, izleyiciyi motive edici bir yayın anlayışını sergileme zamanıdır!... TV kanalları ekonomik krizden yeterince nasibini aldı. Belki "reyting" azaldı ama, şimdi de eften püften programlar sardı, TV kanallarını!... Canınız isterse eğer, masrafsız ama kamuoyuna faydası olacak yayınları da TV ekranına pekâlâ taşıyabileceğinizi biliyoruz!.. Sonuç olarak, izleyicinin güveni asla sarsılmamalı!!...