Günlük yaşantımızda ortalama olarak birbirimizle 100-120 civarında kelimeyle konuştuğumuzu biliyor muydunuz?... Ya kitap okuma alışkanlığı sıralamasında diğer ülkelere kıyasla çok gerilerde olduğumuzu?... Ve bu sebeplerin en başında ise baş engelleyici aracın televizyon olduğunu?!.. Televizyon, Türkiye'de olduğu gibi bütün dünyada okuma alışkanlığını engelliyor. Amerika'da yapılan bir araştırma, mutsuz insanların TV karşısında vakit öldürdüğünü, mutlu olanların ise gazete ve kitap okumaya zaman ayırdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre; kendini mutsuz hissedenler diğerlerine göre yüzde 20 daha fazla TV izliyor. Zamanın bir kısmını uykuya harcayan 'işsiz'ler, geri kalan bölümünde ekrana yöneliyor. Kendini mutlu olarak tanımlayan insanlar sosyal aktivitelere daha çok zaman ayırıyor, dînî törenlere daha fazla katılıyor, oy veriyor, kitap ve gazete okuyor. Buna karşılık mutsuz insanlar zahmetsiz olduğu için zamanlarının çoğunda televizyon izliyor. Maryland Üniversitesi'nin araştırmasına göre, kendini mutlu olarak tanımlayan insanlar çeşitli sosyal aktivitelere daha çok zaman ayırıyor. Hâl böyle olunca istikbâl de pek parlak olmuyor!... "Boş gezenin boş kalfası" misâli özellikle gençler ve işsizler, aşırı televizyon izleme alışkanlığını edinince hem fizikî hem zihnî mânâda beyinlerini bir nevî uyuşturup felç etmiş olmuyorlar mı?!.. Sevgili anne ve babalar, 'seçici birer TV izleyicisi olmak' sorumluluğu, TV kurmaylarından önce sizlerin görevi değil midir?.. Seçici ve bilinçli seyirler dileğiyle!..