Hiç olmazsa iftar davetlerinde muhabbet!...

En aklı başında ailelere bakıyorum, ne yazık ki erkekler de dâhil olmak üzere dizi film müptelâsı olmuşlar. Anlaşılan ilgili televizyon kurmayları ve yapımcılar turnayı gözünden nasıl vurulması gerektiğini çok iyi hesaplamışlar. Yani çayın, kahvenin, sigaranın, kola türü içeceklerin ve alkolün muhtevasına, bağımlılık yapabilmesi için hangi maddelerin ilave edilmesi gerektiğini bilen uzmanlar gibi televizyon kurmayları da, artık -kadın, erkek, çocuk demeden- her kesimi ekranın önüne bağlamasının yollarını biliyorlar. Bir anlamda sadece televizyon kanallarında suç aramayalım demektir bu. Çünkü, iftar öncesi ev davetleri de dahil olmak üzere özellikle misafirler ev sahipleriyle sohbet etmek yerine dizi film seyretmeyi tercih ediyorlarsa burada yapılacak bir şey yok demektir. Yani bana da bir söz düşmez demek istiyorum. Oturup kalkma, yemek seçme tercihi gibi bir şey oldu televizyon seyretmek arzusu da. Peki çare?... Dedim ya burada bana söz düşmez diye... Ama çözümü var. İş gene ev sahibine düşüyor. Şöyle ki; "Efendim evimize hoş geldiniz, lûtfettiniz, şeref verdiniz. Ev sizin olduğuna göre elbet televizyon seyreder, istediğiniz kanalı da dolaşabilirsiniz. Ancak sizleri uzun zamandan beri görmedik ve özledik. Sohbetinize ihtiyacımız var. İzninizle bu akşam televizyon seyretmesek de şöyle karşılıklı bir muhabbet edip, hemhâl olsak, ne dersiniz?!..." Evet, bütün ev sahiplerine sesleniyorum: Yukarıdaki ifadeler misafirlerimize yönelik bir yaklaşım örneğiydi. Sizler başka şeyler de üretebilirsiniz. Yeter ki misafirimizden önce bizler, televizyonu açıp dizi film seyretme gafletinde bulunmayalım!!...