İşte, paylaşmak istediğim acı gerçekler; * Maalesef toplumun %95'inin evinde kitaplık yok. Dolayısıyla yurdumun insanının % 95'i kitap okumuyor!... * En çok TV izleyen ülkelerin ilk sırasındayız!... * Ortalama 120 kelimeyle kendimizi ifade ediyoruz!... * Dizi rekortmeniyiz!... * Genellikle hiç dinlemiyor ve sürekli söz kesiyoruz; TV canlı programlarından bu acı hâli rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz!... * İletişim kurarken, fikir ve duyguları düşünmüyor, tasavvur ve tahayyül gücümüzü kullanmıyor, hissetmiyor ve yaşamıyoruz!... * Sohbeti ve muhabbeti unuttuk ve sanal âlemlere daldık; bilgisayar ve çılgınca ilerleyen teknoloji sayesinde!... * İrili ufaklı mazeretler uydura uydura, gelişimimizi ve başarılarımızı engelliyor ve hayat sınavında sürekli ikmâle kalıyoruz!... * Görgü ve âdâb-ı muâşeret kuralları hak getire!... * Trafikte bütün kuralları çiğneyenler aynısını evinde eşine ve çocuklarına da yapıyor!... * Çok sert bakıyor, sert tonlarla konuşuyor, ânî parlıyor ve genellikle önyargılı konuşuyoruz!... Daha hangi birini sayayım? Dünya ve gönül güzelliklerinin farkına varmadan ve sağlığımızın şükrünü edâ etmeden, ömrümüzü birer "hiçler"uğruna feda etmiyor muyuz?!... Oysa hayat değerli ama bir o kadar da kısa değil mi?. Değer mi hiç; düşünce ve duyguları hissetmeden ve tefekkür etmeden ömrü hebâ etmek?!... Özellikle ülkemizin başta TV, eğitim ve iletişim alanlarındaki çok daha duyarlıgünlerine en kısa zamanda ulaşabilmek ümidiyle!...