Öncelikle mübarek ramazan-ı şerifinizi en içten dileklerimle tebrik ederim. Nefislerimizin kontrol altına alınmasına imkân tanıyan harikulâde bir aya girmiş bulunuyoruz. İnsanı insan yapan ve kendisiyle yüzleşmesini sağlayan bir fırsat sunuluyor bizlere. Oruç tutmak suretiyle, iftarın ve sahurun bereketiyle birlikte akıl ve vücut sağlığına büyük bir katkı sağlayacak bir ayı da böylece idrak etmiş olacağız. Gerek işyerinde, gerek yollarda, gerekse evlerde lâtif bir telâşe ile birlikte kulaklar radyolarda gözlerse televizyon ekranında olacak iftar vakitlerine doğru. Hâliyle iftar öncesine uygun programları ve kanalları tercih edecektir oruçlu insanımız. Geçen haftaki yazımda da belirtmiştim; özellikle iletişim alanında gitgide artan bir yozlaşma karşısında televizyon ve radyo kanallarına çok büyük sorumluluklar düşüyor, diye. Maalesef bu güne kadar, özellikle televizyon kanalları, ramazan aylarını üstünkörü yapımlarla geçiştirirken, kimi kanallar da ramazanı, iftarı ya da sahuru umursamadı. Sanki sıradan bir aymış ya da yabancı bir ülkede yaşıyormuşuz gibi yayınlar gerçekleştirildi bazı televizyon kanallarında. O kanallar kendilerini çok iyi bilir. Artık bu mübarek ramazan ayında, yurdum insanı için sıradan yapımlar yerine sıra dışı yapım ve yayınlar görmek istiyoruz; özellikle televizyon kanallarında. Bu temennilerle birlikte tekrar bu mübarek ayınızı tebrik ediyor, sağlık ve afiyetler diliyorum.