Güzelim ramazan ayının idrâki içindeyiz... Apayrı bir mânâ, apayrı bir hâl ve tat vardır; orucunda, iftarında ve sahurunda mübarek ramazanın... Aynı hâli ve mânâyı maalesef TV programlarından alamıyoruz. "Dönder dönder pilav yap" misâli tek tük yayınlalan dini filmlerle avutuyor seyircilerini TV kanalları ... Yarışma programları da öyle. Sunucular da, formatlar da hep birbirinin değişmeyen zaman çarkında bir türlü özgünleşemiyor. Sadece değişen, dekorlar ve kıyafetler... Bir yapımın, dekoru ve kıyafeti yani ambalajıyla birlikte "Mazruf"u da özgün olmalı ve güncellenebilmeli TV kanallarında... Dizi filmler de öyle. Sanki ramazan ayı yokmuşçasına kaldığı yerden devam ediyor.. Bu mübarek ayın anlam ve önemine göre çekilmiş doğru dürüst tek bir dizi bile yok!.. Sadece adet yerine gelsin diye, iftar ve sahur vakitlerinin duyurularıyla geçen yayınlar... Üstünkörü bir yayın anlayışıyla geçiştirilen bu sihirli kutularımız, ruhların tatminine araç olmaya kafi mi?!... Birkaç, dişe tırnağa dokunan iftar ve sahur programı da olmasa hepten dalacağız TV dünyasının büyülü reyting tuzağına... Gerçi dileyen TV yerine radyoyu da tercih ediyor ya.. "Ah, nerede o eski ramazan programları" dediğinizi duyar gibiyim... Neyse... Mübarek ramazanın yüce yaradan tarafından verilmiş lütfunu idrak edebiliyorsak ne mutlu bizlere!...