İşi ehline emanet etmek

Televizyon ile yoğun olarak ilgilenen gençler, genellikle normal kültürün uzak, görselleşmiş hedeflerine kayarlar. TV çocuğu ise, bir bağlanma beklentisi içindedir ve gelecekte belirli bir mesleğe sahip olmayı istemez. Günümüzde insanlar, televizyonu kendi yaşantılarına ara vererek, başkalarının yaşantılarını görmek gibi basit bir amaçla izlerler. Çünkü yeni toplum düzeni bize diğer insanların gerçek yaşantılarıyla ilgili olarak daha fazla bilgi sunmaktadır... Televizyon, dünya üzerindeki bütün önemli bilgilerin toplanıp dağıtılmasında büyük bir sorumluluğa sahip bir araçtır aynı zamanda. TV, insanları düşünce farklılıkları konusunda da eğitir. Bilgilerimizi ölçmek ve diğer bilgilerle karşılaştırma imkânını bulabilmek, bizleri diğer sağlıklı düşüncelere yaklaştıracaktır çünkü. Ancak burada TV aracılığıyla verilecek bilginin çok iyi bir biçimde değerlendirilmiş olması gerekiyor. Bu yüzden TV yayıncılığı, ancak uzmanlık alanı yayıncı olan kişilere emanet edilebilecek, çok önemli bir iş koludur. TV aracılığıyla her gün çok sayıda bilgi bombardımanına tutulmaktayız. Günümüz, haberlere göz atmakla başlayıp, hava durumunun öğrenilmesi, çeşitli türden yapımların seyredilmesi, bir radyo kanalındaki sohbet programının dinlenmesiyle devam ediyor... Akşam vaktini tamamen ekran başında geçirmek de cabası... Ne yazık ki televizyonun, ilgiyi başka tarafa çekmek şeklinde bir işlevi de vardır. Onun bu eğilimi, hayatın gerçeklerine karşı olan ilginin kaybolmaya yüz tutup, insanların gösteri dünyasıyla daha fazla ilgilenmelerine sebep olmaktadır. Sonuçta, insanı motive etmeyen bir yayıncılık anlayışı izleyiciye ne verebilir ki?!..