Ünlülerin özel hayatları, görüşleri ve davranışları birçok boyutuyla sık sık ekranlara yansıyor. Ülkemizin hemen hemen yarısını oluşturan çocuk ve gençlerimizin büyük çoğunluğu da ünlülerin her türlü hareketini, konuşma ve giyim tarzlarını modelliyor. Ne yazık ki, gençlerimize gerekli ve yararlı örnek olabilecek ünlüler azınlıkta. Eğlence programlarından, dizilere, kliplerden tartışma programlarına kadar birçok yapımda bu çarpıklıkları fazlasıyla görebiliyoruz. Çoğu TV kanalı, sanki sadece alt kültüre hitap ediyormuşçasına birbiriyle yarışıyorken, gençlerse aynı kulvarı örnek alarak "Özenti"de birbiriyle kapışıyor. Hâl böyle olunca yedirilmemiş, sindirilmemiş bir iletişimle ve günlük yaşantısında ortalama 120 kelimeyle birbirini anlamaya çalışan bir gençlik görüyoruz etrafımızda. Örneğin geçen hafta Gülben Ergen'in sunduğu bir programda Caner adlı genç, telefonun öbür ucundaki kız arkadaşıyla tartışıyor ve milyonların karşısında önündeki bardağı kafasında parçalıyor. rdrbrdrsrdrw20rsp20 Gençlerin bu türdeki iletişim cinayetlerine zemin hazırlayan her türden yapımı son derece ciddi bir biçimde masaya yatırmak gerek. Özellikle TV kanallarından yansıyan ve gençleri olumsuz yönde etkileyen bu türden yapım ve yayınlar "Kayıp Ruhlar"ın sayısını günden güne arttıracaktır.