"Kendimizi kandırmayalım"

A -
A +

TV kanallarının birçoğunda cılkı çıkmış; temcit pilavı misali uzun metrajlı filmleri seyredip duruyoruz. Ancak film arası reklam mı seyrediyoruz, reklam arası film mi, işte bu çarpık uygulama seyircinin sinir sistemini allak bullak ediyor. Hadi filmin en heyecanlı olan üç beş yerine reklam koydun. Kabul edilmez ya... Son bir dakika kala uzun uzun reklamları serpiştirdiğini de hazmedelim... Peki bizim sonradan enayi yerine konularak fark ettiğimiz, son on saniyede, gene uzun uzun sıraladığın reklamların ardından beş saniyelik bir final ve alt yazıyla sonlandırdığın görüntüleri, üstüne üstlük tekrar reklamlarla kesmenin çarpıklığı ne oluyor!?... Maalesef ulusal TV kanallarının bazıları bunu hep yapıyor ve seyirciden de sürekli zılgıtı yiyor!... Beyler, ucuz reyting vur-kaçları çağdışı oldu. Yeni ve seviyeli bir metot izleyin de seyirci artık rahat bir nefes alsın... Bu arada, özellikle haber spikeri, sunucu ve muhabirler -bu istisnai mesleklerde- inanılmaz bir düşüş yaşıyor. Türkçe katliamı bir yana, konuğuna doğru dürüst soru sorup yönlendirenlere ve seyircinin duygularına tercüman olanlarına çok ender rastlıyorum!... Bu türdeki yayıncılar maalesef çok arttı. Sanki tornadan, tesviyeden çıkmışçasına -tek tip- birer prototipler adeta... Ne kendini geliştiriyor, ne de güncelliyorlar... Aynı tavırlar, aynı sorular, garip cümleler ve inandırıcılıktan yoksun beden dilleri de cabası!... Ülkemizdeki TV yayıncılığını, genel görünümüyle masaya yatırsak herhalde masa masalıktan istifa ederdi!?.. Durum bu kadar mı vahim diyenlere: Evet, Meclis'te hâlâ bekleyen "Frekans ve Kanal Tahsîsi Kanunu" çıkmadıkça durum vahimdir beyler!!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.