Bu kadar ekonomik sıkıntı, işsizlik, acı ve hayal kırıklığı varken, neden hâlâ TV kanallarında ısrarla "paparazzi"?!... Bu "ısrarlı yüzsüzlük" niye?!... Çeşitli türden aşk ilişkileri, dedikoduları, mayo defileleri ve çılgınca eğlence görüntüleri?!... Yoksa, sosyal adaletsizlik, işsizlik, ekonomik sıkıntılar ve her türden yozlaşmalar, toplumumuzda "paparazzi"lerle mi geçiştirilmeye ve avutulmaya çılışılıyor -amaçlı olarak- TV kanallarımızda?!... Herşey süt limanmışçasına, ülkemizde hiçbir şey olmamışçasına ekrana gelen vurdumduymaz yapımlar!... Âdeta ayağını seyircinin üzerine saygısızca koyup, "kokuşmuş ayakkabısıyla" seyircinin kafasına, gözüne ve kulağına zorla sokulmaya çalışılan "Amorflaşmış" programlar!!... Biliniz ki bu kafa yapısındaki yapımcı ve yöneticilerinden, ne köy olur, ne de kasaba!!... Keşke "Fareli köyün kavalcısı" olabilseydiniz!... Keşke, hayal kurmayı ve doğru dürüst düşünmeyi öğretebilseydiniz... Keşke, insan olduğumuzu hatırlatsaydınız... Ahh, keşke dürüst olsaydınız izleyiciye karşı!... Tavrını, kişiliğini, fikrini ve duygularını önce kendine karşı sorgulayamayanlar, seyirciye yönelik, nasıl samimi, içten ve faydalı olabilir ki?!... Her ısrarın ve inadın bir bedeli vardır!... "Her edenin bir bulduğu" ve "Her ekenin biçtiği" kaçınılmaz bir hâl ve akıbettir bütün bu sergilenenler!!... Birliktelikten, sevgi ve saygıdan, adâletten, hizmetten, eğitim-kültür ve görgüden nasibi olmayanlar varsa görünürde; izleyene, okuyana ve seyredene düşen, sadece ve sadece "Sabır"dır!... "Mevlâm görelim neyler, neylerse güzel eyler" kelâmının idrakine varmaktan gayri fikri olan var mı?!...